Faeser, Hessen eyaletinin Hanau kentinde 19 Şubat 2020'de ırkçı terörist Tobias Rathjen tarafından iki kafeye düzenlenen ve aralarında Türklerin de bulunduğu, 9 kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırıların üçüncü yıl dönümü vesilesiyle açıklama yaptı.
Aşırı sağa karşı mücadeleye öncelik verilmesi gerektiğini belirten Faeser, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü acımasız savaşından dolayı kamuoyunun odak noktasının değişmesine rağmen aşırı sağcılığın Alman demokrasisine yönelik en büyük tehdit olduğunun unutulmaması gerektiğini ifade etti.
Bakan Faeser, “Aşırı sağcılık toplumumuzun barış içinde birlikte yaşamasını tehdit etmeye devam ediyor.” dedi.
Almanya’da pek çok kişinin aşırı sağcı kışkırtmayı, şiddeti, düşmanlığı ve dışlanmayı her gün yaşadığına işaret eden Faeser, bu nedenle aşırı sağcılığa karşı mücadelenin federal hükümet ve güvenlik yetkilileri için öncelik olmaya devam ettiğini belirtti.
Faeser, Hanau'daki korkunç ırkçı saldırının üçüncü yıl dönümünün, bunun ne kadar gerekli olduğunu hatırlattığını belirterek üç yıl önce meydana gelen saldırının Hanau kentini ve tüm ülkeyi derinden sarstığını kaydetti.
19 Şubat 2020’nin dönüm noktası olduğunu ifade eden Faeser, ırkçı saldırıda hayatını kaybedenlerin unutulmayacağının sözünü verdi.
Irkçı terör saldırısı
Söz konusu ırkçı terör saldırısında, aralarında 4 Türk'ün de bulunduğu 9 kişi hayatını kaybetmişti.
Özel harekat timinin düzenlediği operasyonda, saldırıyı düzenleyen 43 yaşındaki ırkçı terörist Tobias Rathjen ve 72 yaşındaki annesi, evlerinde ölü bulunmuştu.
Saldırgan Rathjen'in avcılık belgesi olduğu ve ardında bir mektupla video bıraktığı kaydedilmişti.
Dönemin Başbakanı Angela Merkel saldırıyla ilgili "Irkçılık zehirdir, nefret de zehirdir ve bu zehir toplumumuzda vardır." ifadesini kullanmıştı.
TRT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.