Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Kız Kulesi restorasyonu danışma kurulunda Prof. Dr. Feridun Çılı, Prof. Dr. Zeynep Ahunbay ve Mimar Han Tümertekin'in bulunduğuna dikkati çekerek, "İstanbul Teknik Üniversitesi ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesinin hazırladığı raporlarla desteklendikten sonra, projelerin nasıl uygulanacağıyla ilgili çalışmalar koruma kurullarımıza gönderiliyor. Koruma kurullarımızın da onayından geçtikten sonra, restorasyon faaliyetleri hayata geçiriliyor" sözlerini kullandı.
Mekanın 1998'de yapılan ihaleyle restoran olarak kullanıldığının altını çizen Ersoy, Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak yapının anıt müze olarak ziyaretçilere açılmasını hedeflediklerini söyledi.
Ersoy, Kız Kulesi'nin 1944'te geçirdiği restorasyonda çimento, beton ve inşaat demiri kullanıldığına işaret ederek, şunları söyledi:
"Çimento, artık günümüzde Türkiye'deki restorasyonlarda sakıncalı malzeme olarak kabul ediliyor. Betonun içinde kullanılan kimyasal içerikli tuzlar bir korozyona sebebiyet veriyor. Yapıdaki özgün malzemenin de zarar görmesine sebebiyet veriyor. Bu yapılar yüzlerce yıl önce tasarlanıp yapılmış yapılar. Yani üzerindeki yük o zamanki malzemeye göre hesaplanmış. Siz beton ve inşaat demiri kullandığınız zaman, yapının yükünü inanılmaz derecede arttırıyor, olması gereken statik yapısından çok uzak hale getiriyorsunuz. Yapıda orta ve uzun vadede çok ciddi hasarlar oluşturuyor. Bu yapının bir özelliği daha var. Bu bina sadece kara üzerine oturtulmuş bir şey değil. Aslında bir ada platform. Yani yapının bir üst statiği var. Bir de platformun altında, denizin altında bir statiği var. Çok da suçlamak istemiyorum. O dönemde şu anki jeotermal ve lazer tarama teknolojisi yoktu. Radarla yaptığınız taramalarda zaten yapının zafiyetlerini bulabiliyorsunuz."
"18. yüzyılın sonlarındaki görüntüsüne kavuşacak"
Yapının balkon terasından yukarı doğru olan kısmın orijinalinde ahşap tasarlandığını vurgulayan Ersoy, farklı yüzyıllarda farklı görüntüsü olan Kız Kulesi'nin, yapılan restorasyon çalışmalarının ardından hakkında bilgi ve belgenin en çok bulunduğu tarih olan 18. yüzyılın sonlarındaki görüntüsüne kavuşacağını aktardı.
Bakan Ersoy, yapılan çalışmalarda hem 1944'deki restorasyon hem de 1999'daki tadilatlarda aslına uygun olmayan eklemelerden arındırıldığının altını çizerek, "Bu betonarme yüzeylerin, sıvaların sökülmesi işlemi yapıldığı zaman, çok daha sıkıntılı bir durumla karşılaşıldı. Görüldü ki beton kolonlar ve kirişler aslında birbirine bağlantılı değil. En büyük sıkıntılardan biri de bu zaten. Yani yapı orta şiddetli bir depremde yıkılmaya oldukça müsait. Binanın bayrak direği dahil betondan yapıldığını ve onun da çatladığını görüyor hocalarımız" değerlendirmesinde bulundu.
Sökme işlemlerinin çok dikkatli ve son teknoloji kullanarak yapıldığına vurgu yapan Ersoy, jeoradar ve lazer taramasıyla yapının röntgeninin çekildiğini, hatalı statik yüklemelerden kaynaklanan boşlukların enjeksiyon sistemiyle doldurularak tekrar depreme dayanıklı hale getirildiğini sözlerine ekledi.
"Eğer dezenformasyonu göğüsleyemezsek bu ülke nasıl ileriye gidecek?"
Mehmet Nuri Ersoy, yapıya sonradan uygulanan çelik gergi sisteminin söküleceğini ve teras balkon kısmının orijinal ahşap haline geri döndürüleceğinin altını çizerek, şu bilgileri verdi:
"Biz bu çalışmaya 2021 Eylül'de başladık. Hocalarımızla birlikte bir basın toplantısı düzenledik ve burada yapacağımız işlemleri anlattık. Şeffaflık adına da 'www.kizkulesi.com' internet sitesini devreye aldık. Burada yapılan işlemlerin tamamını belgeleriyle birlikte yayınlıyoruz. Siteyi ziyaret ederseniz hem İstanbul Teknik Üniversitesi hem de Fatih Sultan Mehmet Üniversitesinin statikle ilgili hazırladığı raporlara detayına kadar göreceksiniz.
Maalesef bu dezenformasyon sorunuyla çağımızda çok karşılaşıyoruz. Geçen yıl lansmanı yaptıktan sonra bir editör arkadaşımız 'Çok önemli bir yapıya müdahale etmek zorunda kaldınız. Çok büyük bir dezenformasyon yapılacak. Göğüsleyebilecek misiniz?' diye sormuştu. Aynı şekilde Bakanlığımın üst düzey yöneticileri de 'Çok köklü değişikler yapıyoruz yapıda. Yapı müdahaleler gerektiriyor, statik sorunlar çıktı. Çok büyük dezenformasyonla karşılayacağız. Ne yapacağız?' dedi. Ben dedim ki 'Arkadaşlar o müdahale etmezse, sen müdahale etmezsen, ben müdahale etmezsem, eğer dezenformasyonu göğüsleyemezsek bu ülke nasıl ileriye gidecek?' Biz doğru insanlarla, doğru projeleri yapalım, yapılması gerektiği gibi bilime uygun bir şekilde yapalım. Ama sonunda gerçekler ortaya çıkacak."
"Bütün müzeler gibi Müzekart ile gezilebilecek"
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın İstanbul genelinde Galata Kulesi, Atlas Sinema Müzesi gibi önemli yapılarda restorasyon yaptığını kaydeden Ersoy, özellikle bu yapıların önceki halini bilen vatandaşları sonraki halini görmeye çağırdı.
Bakan Ersoy, restorasyonu yıl sonunda tamamlamayı, ocak, şubat aylarında da ziyarete açmayı hedeflediklerini söyleyerek, "Kız Kulesi de Bakanlığımıza bağlı diğer bütün müzeler gibi Müzekart ile gezilebilecek. Başta Türk halkı olmak üzere, burayı tüm dünyanın ziyaretine açmak istiyoruz. Biliyorsunuz Müzekart sadece Türk vatandaşlarına veriliyor ve fiyatı da 60 lira" diye konuştu.
Kız Kulesi'nin dünyada en çok görüntülenen 5 yapıdan biri olduğunu da ifade eden Bakan Ersoy, "Kız Kulesi İstanbulluların uzaktan seyrettiği bir yapıydı. Şimdi içeriden İstanbul'un seyredildiği bir yapı haline getirilecek" değerlendirmesinde bulundu.
Açıklamaların ardından Bakan Ersoy, Prof. Dr. Feridun Çılı, Mimar Han Tümertekin ve Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen ile hatıra fotoğrafı çektirdi.
TRT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.