Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, MEB Şura Salonu'nda Öğrenci/Öğretmen Destek Sistemi'nin (ÖDS) tanıtım töreninde konuşmasına, projenin tamamlanmasında emeği geçenlere teşekkür ederek başladı.
Bakan Özer, ÖDS'ye ilişkin, "Ortaokul ve lisenin tamamını kapsayan ve ilk kez herkese aynı kaynak değil bireyselleştirilmiş bir destek mekanizması sunan ve uzun yıllardan beri eğitim camiasının da özlemle beklediği bir sistem" dedi. Özer, sistemin her ay yapılacak güncellemelerle çok daha ileri noktaya evrileceğini söyledi.
Sistemin açık öğretim dahil tüm ortaokul ve lise öğrencilerine ve öğretmenlere açık olacağını bildiren Özer, "Bu sistemi aynı zamanda mezun olup YKS'ye girmek isteyen tüm öğrencilerimize de açacağız" dedi.
"Okullar arası başarı farkının azaltılmasıyla ilgili sistemi yeni bir evreye taşıdık"
ÖDS ile bireyselleştirilmiş bir sistemle kazanım ölçme ve eksikliklerini telafi etme mekanizmasının ortaya konulduğunu belirten Özer, şöyle konuştu:
"Bugün itibarıyla açacağımız Öğrenci/Öğretmen Destek Sistemi ile yardımcı kaynakları bir faz daha farklı bir noktaya taşıyoruz. Bu sistemle öğretmenlerimiz, ilk kez hem okuldaki hem destekleme yetiştirme kurslarındaki süreçleri hem LGS, YKS ile ilgili performans süreçlerini bizzat takip edebilme imkanına kavuşmuş oldu. Öğretmenlerimiz, artık öğrencilere internet ortamında ödev gönderme, ödevleri alma, değerlendirme, eksikliklere göre yardımcı mekanizmalar üretebilme imkanına kavuşmuş oldu. İşte bu mekanizmayla özellikle okullar arası başarı farkının azaltılması, okullardaki eğitimin niteliğinin artırılmasıyla ilgili eğitim sistemimizi yeni bir evreye taşımış olduk. Öğretmenlerimizden, öğrencilerimizden gelecek olan yeni beslemelerle bu sistemi sürekli daha iyi noktaya taşıyacağız."
"Güncel verilerde mevcut durumdan daha iyi durumda olduğumuzu gördük"
Bakan Özer, son 20 yılda eğitimde çok ciddi bir dönüşümün yaşandığına, yapılan tüm atılımlarla okul öncesinden ortaöğretime kadar okullaşma oranlarında ciddi iyileşme sağlandığına işaret etti. Özer, bu süreçte, ayrıca eğitimin önündeki antidemokratik uygulamaların tamamının kaldırıldığını vurguladı.
Kadınların geçmişte yüksek öğretim kapılarında inanılmaz dramlar yaşadığını, ikna odalarında başlarını açmaları için büyük gayret sarf edildiğini anlatan Özer, hem vatandaşın eğitimle buluşmasına engel olan başörtüsü yasağının uygulandığını hem de "Muhafazakar kesim kız çocuklarını okullara göndermiyor" söylemlerinin ortaya atıldığını ifade etti.
Özer, katsayı engeli ile imam hatip ve meslek liselerinin akademik olarak başarılı öğrencilerden arındırıldığını belirterek, tüm bunların ardından son 20 yılda Türkiye'de eğitimde ayrımcılık uygulamalarına son verildiğini aktardı.
Bugünlerde bazı basın yayın organlarında, kız çocuklarının okullaşmasıyla ilgili spekülasyonlar yapıldığını dile getiren Özer, bunların "1,2 milyon öğrenci okulla buluşamadı", "800 bine yakın kız çocuğunun eğitimle ilgili sıkıntıları var", "Milli Eğitim Bakanlığı kız çocuklarının eğitimine engel olmaktan çıksın" şeklinde, iki hafta önce senkronize şekilde başlatıldığını vurguladı.
Okullaşma oranı yüzde 95,06'ya çıktı
Bu haberlerin hiçbirisinin veri karşılığının bulunmadığını, Bakanlık olarak iki hafta içerisinde tüm okullaşma oranlarına ilişkin verileri güncellediklerini bildiren Özer, "Güncellerken mevcut durumdan daha iyi durumda olduğumuzu gördük" dedi.
Kayıtları tek tek incelediklerini anlatan Özer, yeni verilere bakıldığında ortaöğretimdeki okullaşma oranının yüzde 95,06'ya çıktığına işaret etti.
Bakan Özer, 2000'li yıllarda kız çocuklarının ortaöğretimdeki okullaşma oranının yüzde 39,02 iken bugün yüzde 94,66'ya yükseldiğini dile getirdi.
Açık öğretimdeki istatistikleri de aktaran Özer, şöyle devam etti:
"Ortaokulda 142 bin 326 öğrenci kayıtlı. Ortaokulda açık öğretimde 18 yaş altı kayıtlı öğrencilerin sayısı 7 bin 744. Yani 134 bin 552 öğrenci 18 yaş üstü. Burada da bir problem yok. Açık lisedeki kayıtlı öğrenci sayısı 1 milyon 112 bin 765 iken 18 yaş altı öğrenci sayısı 232 bin 152. Bu öğrencilerden 880 bin 613'ü gerçek açık öğretim olarak fonksiyonunu yerine getiriyor. Açık liselerdeki 18 yaş altındaki 232 bin 152 lise öğrencisinin 111 bin 739'u kız öğrencilerden oluşuyor. Peki 800 binler nerden çıktı? Şu anda eğitim çağı nüfusunda bulunup da örgün eğitime açık ortaokul ve açık liseye ve mesleki eğitim merkezine kayıtlı olmayan öğrenci sayısı 250 binin altına düştü. Bunların içerisinde kız çocukları da var, erkek çocukları da var."
Liselerde okullaşma süreçlerine ilişkin Bakanlıkta birim kuruldu
Bakan Özer, yeni dönemde Bakanlık olarak amaçlarının liselerde yüzde 95,06 olan okullaşma oranını yüzde 100'e ulaştırmak olduğunu ifade ederek, "Milli Eğitim Bakanlığı içerisinde ayrı birim kurduk. Tek tek ulaşacağız ve liseye niye kayıtlı olmadığıyla ilgili kendileriyle irtibat kuracağız ve kendisine en uygun seçenek hangisiyse örgün eğitim mi, açık öğretim mi, mesleki eğitim mi kendisine o konuda bilgi verip gerekli entegrasyonun sağlanmasına çaba sarf edeceğiz" bilgisini verdi.
Ülkenin çocuklarının eğitimle buluşmasını sağlamak için çalıştıklarını vurgulayan Özer, "Bugün kız çocuklarının okullaşamadığını, okul terklerinin fazla olduğunu söyleyenlerin büyük bir kısmı, dün başörtüsü yasağını uygulayanlardır, dün katsayı uygulamasını bu ülkeye dikte edenlerdir. Sayın Cumhurbaşkanı'mıza minnettarız, nadir ülkenin yapabildiği bu kadar başarıyı 20 yıla sığdırdığı için eğitime sürekli en büyük bütçeyi verdiği için" diye konuştu.
Ortaöğretimde 10 Bin Okul Projesi 2023'te başlayacak
Bu yılki bütçenin 300 milyar lirayı geçtiğine dikkati çeken Özer, "İnanılmaz rakamlara doğru çıkmaya başladı. Bu imkanları okullarımıza nasıl aktarabiliriz, öğretmenimizi öğrencilerimizi nasıl güvenli, sağlıklı ve tam bir eğitim ortamında eğitim aldırabiliriz diye tüm kaynaklarımızı verimli bir şekilde seferber etmeye çalışıyoruz" sözlerini kullandı.
Bakan Özer, mesleki eğitimde ve temel eğitimde hayata geçirdikleri 10 Bin Okul Projesi'nin ardından 2023'te Ortaöğretimde 10 Bin Okul Projesi'ni başlatacaklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Dolayısıyla dokunulmadık tek bir okul kalmayacak. Her okul, mümkün olduğu kadar aynı imkanlara aynı altyapıya, aynı bilişim teknolojilerine, aynı laboratuvarlara, aynı kütüphanelere, aynı içeriklere sahip olacak. İstediğimiz şey, eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirmek, sosyoekonomik arka planına bakmaksızın bu ülkenin vatandaşlarının tüm çocuklarını kutsal sayıp onlara en nitelikli eğitimi verebilmek."
"Bizimle öğretmenimizin arasına kimse girmesin"
Mahmut Özer, Öğretmenlik Meslek Kanunu'na ilişkin ise bu süreçte tüm paydaşlarla görüştüklerini dile getirerek, bunun bir başlangıç olduğunu ve önemli olanın kanunun çıkması olduğunu vurguladı.
Özellikle uzman ve başöğretmenlikteki sınavlarla ilgili bir manipülasyonun ortaya çıktığını, siyasi boykot çağrıları yapılıp trollerin devreye girdiğini ifade eden Özer, "Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmenin itibarına dokunuyormuş gibi algı operasyonları çekildi. Şartları sağlayan öğretmenlerimizin yüzde 95'i uzman ve başöğretmenliğe başvurdu, 614 bin öğretmen. Eğitime başvuran öğretmenlerin yüzde 99'u eğitimlerini tamamladı, eğitimini tamamlayan öğretmenlerin bugün itibarıyla yüzde 98'i sınava başvurdu" diye konuştu.
Tüm öğretmenlere, manipülatörlere, medya trollerine, siyasi operasyon çekmek isteyen tüm siyasilere gerekli dersi verdikleri ve itibar etmedikleri için en içten şükranlarını sunan Özer, "Bizimle öğretmenimizin arasına kimse girmesin. Bizden daha fazla kimse öğretmeni sevemez ama kimse siyasi malzeme yapmasın öğretmene. 'Boykot çağrısı yapmıştınız. Yüzde 98'i itibar etmedi. Nasıl izah edeceksiniz kendi meşruiyetinizi o zaman?' diye insana sorarlar ve sormaya da devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Sınav her yıl yapılacak
Uzman öğretmenlikten sonra başöğretmen olma imkanı kalmayan, emekli olmak durumunda kalan öğretmenlerin bekleme süreleriyle ilgili bir iyileştirme yapacaklarını da hatırlatan Özer, bu durumdaki öğretmenlerin 10 yıl beklemeyeceklerini bildirdi.
Özer, "Eğitim alanında master ve doktora yapmış olan öğretmenlerimizin de süreleriyle ilgili iyileştirme yapacağız. Ama sınava hiç dokunmayacağız. Sınav yapılacak. Sonraki yıllar yine tekrarlanacak" dedi.
Velilerin ekonomik yükten kurtarılması hedefleniyor
Bakan Özer'in tanıtımını yaptığı ÖDS, öğrencilerin akademik başarılarının iyileştirilmesi, izlenmesi ve eksikliklerinin giderilmesi amacıyla oluşturulan soru temelli bir destek sisteminden oluşuyor. Sistem, ders kitapları, konu anlatımları, ders anlatım videoları ve soru çözüm videoları ile destekleniyor. Sistem ile öğrencilerin ihtiyaç duyduğu yardımcı kaynaklara erişim fırsatını artırarak öğrenci ve velilerin ekonomik yükten kurtarılması hedefleniyor.
Sistemde ortaokul ve lise düzeyinde 62 derse ait 62 konu anlatımlı ders kitabı, yaklaşık 32 bin çoktan seçmeli soru, 2 bin 534 ders anlatım videosu ve 11 bin soru çözüm videosu yer alıyor.
Sistem, öğrencinin çözdüğü sorulara göre, öğrencinin eksikliklerini belirleme ve bu eksiklikleri gidermeye yönelik olarak geliştirilmiş bir algoritmaya göre çalışıyor. Sisteme, öğretmenler MEBBİS şifreleri ile öğrencileri ise EBA şifreleri ile giriş yapabilecek.
TRT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.