Beş örgüt ortak açıklama yaparak, , İnsan Bağışıklık Yetmezlik Virüsü (HIV) konusunda yetersiz bilginin HIV ile yaşayanların damgalanmasına ve dışlanmasına neden olduğu uyarısında bulundu.
Açıklamada, HIV ile yaşayanların yeni teknolojilerden yararlanma haklarını kullanabildikleri durumlarda hastalığı bulaştırma gibi bir risk taşımadıkları belirtilerek, tedaviye erişemeyenlerin ise, basit temas yoluyla HIV virüsünü bulaştırma ihtimallerinin son derece düşük olduğu vurgulandı.
“HIV ile yaşamak ne bir suç ne de toplum sağlığına tehdittir” denilen açıklamada, gerekli tedaviye erişimin sağlanması sonucunda HIV ile yaşayanların sağlık risklerinin azaltılarak hayat kalitelerinin artırılabileceği ve böylelikle istedikleri sektörde hiçbir risk taşımadan mesleklerini icra edebilecekleri kaydedildi.
-“Yapılan haberlerde HIV ve AIDS’in eş anlamlıymış gibi yansıtılması yanlış bilgiyi tetikleyebilir”
Açıklamada, topluma doğru bilgi vermekle görevli basın yayın organlarının bu konuda uzmanların görüşlerine başvurmaları ve HIV ile yaşayanların hayatlarını kötü etkileyebilecek habercilik yapmaktan sakınmalarının önemli olduğu belirtildi.
Yapılan haberlerde HIV ve AIDS’in eş anlamlıymış gibi yansıtılmasının yanlış bilgiyi tetikleyebileceği ve damgalamayı güçlendirebileceği kaydedilen açıklamada, “Bunun en başlı sebeplerinden biri İnsan Bağışıklık Yetmezlik Virüsü (HIV) günümüzde ilaç kullanımı ile baskılanıp kişiler Edinilmiş Bağışıklık Yetmezlik Sendromu (AİDS) aşamasına gelmeden sağlıklı bir şekilde hayatlarına devam edebilmesidir” dedi.
Açıkılmada, “Ülkede HIV ile yaşayanların tedaviye erişim hakları, mahremiyet hakları, çalışma hayatına erişimleri ve yeniliklerden yararlanma hakları gasp edilmekteyken basın tarafından yapılan hatalı haberlerin HIV ile yaşayanların yaşadıkları hak ihlallerine yenilerini ekleyeceği açıkça ortadadır.” ifadeleri kullanıldı
-“HIV’le yaşayanlar tedaviye erişebildikleri zaman bulaştırıcı değildir”
HIV’le yaşayanların yeni teknolojilerden yararlanma haklarını kullanabildikleri durumlarda hastalığı bulaştırma gibi bir risk taşımadıkları belirtilen açıklamada, tedaviye erişemeyenlerin ise, basit temas yoluyla HIV virüsünü bulaştırma ihtimallerinin son derece düşük olduğu vurgulandı.
Bilimsel olarak antiretroviral ilaçların her gün düzenli olarak kullanımı sonucu kanda dolaşan virüs miktarının belirlenemeyecek düzeye indiği belirtilen açıklamada, tedavinin yaşam boyu sürdürülmesiyle virüs miktarının bu düzeyde tutulması hedeflendiği ifade edildi.
Açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
“3 ya da 6 aylık periyotlarda virüs miktarını ölçen viral yük testleri uygulanarak HIV pozitif kişinin kanındaki virüs miktarı düzenli olarak kontrol edilir. Viral yükün belirlenemeyecek düzeyde olması kişinin sağlıklı kalmasını sağlar. Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar göstermiştir ki viral yük belirlenemeyen düzeydeyse HIV’in cinsel yolla bulaşma olasılığı yoktur.”
-“HIV’le yaşamak ne bir suç ne de toplum sağlığına tehdittir”
“HIV’le yaşamak ne bir suç ne de toplum sağlığına tehdittir” denilen açıklamada, gerekli tedaviye erişimin sağlanması sonucunda HIV’le yaşayanların sağlık risklerinin azaltılarak hayat kalitelerinin artırılabileceği ve böylelikle istedikleri sektörde hiçbir risk taşımadan mesleklerini icra edebilecekleri kaydedildi.
Açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Kişinin HIV testinin sonucunu ve/veya statüsünü sadece kendi istediği durumlarda paylaşabilmesi en temel haklarından biri olarak niteliklendirilmektedir. Bu noktada herhangi bir haber niteliği olmayan, HIV ile yaşayan bir kişinin çalıştığı kurum veya bulunduğu bölge hakkında kamusal bir açıklamada bulunmak kişinin ifşa edilmesi demektir. Bu da yaşadığımız toplumda çokça insan hakları ihlallerine ve sosyal damgalamaya sebebiyet vermektedir.
Toplum bu konuda yapılan haber ve ifadelere inanmadan önce sorgulamalı ve doğru bilgiye ulaşmaya çalışmalıdır, yetkililer de HIV’le yaşayanların karşılaştıkları sorunlar ve yeni tedavilerle ilgili konunun uzmanları ve hak temelli örgütlerle iş birliği içerisinde insan ve hasta haklarına paralel uygulamaları hayata geçirmekle yükümlüdür”
Açıklamaya imza koyan örgütler arasında, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği, Kıbrıs Türk Barolar Birliği, Evrensel Hasta Hakları Derneği, Pozitif Düşün İnisiyatifi, Kuir Kıbrıs Derneği yer aldı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.