Doğadaki binbir türlü bitki, binbir derde deva oluyor. Antik çağlardan bu yana insanoğlu beslenmesinden tedavisine kadar her çözümü doğada arıyor. Bitkiler kimi zaman sofraları süslüyor kimi zaman ilaç yapımında kullanılıyor. Güzelleşmek, genç kalmak için kullanılması da cabası…
Ancak dikkat edilmesi gereken bazı noktalar var. Bitkileri bilinçli bir şekilde kullanmak gerekiyor. Çünkü bilinçsiz kullanım faydadan çok zarar veriyor. Bunun için özellikle kulaktan dolma tariflere karşı mesafeli durmak gerekiyor. Farmakolog Doç. Dr. Zülfiye Gül, bitkilerin nasıl kullanması gerektiğini TRT Haber’e anlattı.
Bitkisel ürünler güvenilir mi?
Bitkilerin tamamlayıcı tedavi olarak ya da sağlığı korumak için kullanılabileceğini belirten Doç. Dr. Gül, “Ancak bununla ilgili dikkatli olunması gereken noktalar var” diyor.
Son zamanlarda artan alışkanlıklarla beraber bitkisel ürünlere karşı yüksek bir güvenirlik olduğunu ifade eden Doç. Dr. Gül, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı bir araştırmaya göre insanların yüzde 80’i doğal olan bitkisel ürünlerin tamamen güvenilir olduğunu düşünüyor. Ama bu çok yanlış bir düşünce. Çünkü bitkiler birçok kimyasalın kompozisyonu. İçlerinde birçok kimyasallar var. Ve bunlar bitkinin çeşidine, türüne, yetiştiği bölgeye, hasat edilme zamanına göre tamamen değişiyor. Tabii bitkilerin içindeki etken madde miktarı da bizim için çok önemli.”
Bitkilerle tedavi yöntemi sanılanın aksine yüzde 100 güvenilir değil. Doç. Dr. Gül, şu noktaya dikkat çekiyor:
“Bunlardan ilki standartizasyon. Tıbbi ilaçları aldığımızda içinde ne kadar doz olduğunu, ne kadar etken madde miktarı olduğunu ve o maddenin insanları hangi düzeyde etkileyeceğini, yan etki profilini gayet iyi biliyoruz. Ama bitkisel ürünlerde bu standartizasyon çok fazla değişiyor.”
Bitkisel de olsa kullanılan doz önemli
Kullanılan doz da işin bir başka boyutu. “Eve aldık ilacı. Ama herhangi bir tavsiyeyle almadık. Kaç tane kullanacağız. Üç tablet mi beş tablet mi ya da üç bardak mı beş bardak mı içeceğiz, doz bizim için çok önemli” diyen Doç. Dr. Gül, bir de uyarıda bulunuyor:
“Bu bitkisel ilaçlar dozun önemli olduğunun farkına varılarak doktor kontrolünde ya da eczacılara danışılarak kullanılmalı. İkincisi ise tıpta çok önemli bir söz vardır: Hastalık yoktur hasta vardır. Sağlık durumunuz da çok önemli. Kronik hastalıkları nedeniyle ilaç kullanan insanlar, bitkisel ürünler konusunda çok daha dikkatli olmalı.”
Doç. Dr. Gül, bu konuyu çok yakından bilenen bir bitkiyle örnekliyor:
“Sarımsak günlük hayatımızda Türk mutfağında çok kullandığımız bir ürün. Bunun ekstreleri var. Hem Türkiye’de hem de yurtdışında bu ekstrelerin kalp sağlığı ve tansiyonun düzenlenmesi açısından iyi etkiler gösterdiği bilimsel çalışmalarla ortaya kondu. Ancak kan sulandırıcı ilaçlar kullanıyorsanız sarımsak ekstresi bunun etkisini artırarak çok daha fazla kanamaya ve kanamanızın durmamasına sebep olabilir. Hatta üç-beş doz sarımsak ekstresi kullandıysanız ciddi iç organ kanamalarına bile neden olabilir. Bununla ilgili yapılan birçok çalışma var.”
Kimler daha fazla dikkat etmeli?
Aslında yapılması gereken basit... Kronik hastalığı olanların bu ilaçları kesinlikle kulaktan dolma bilgilerle kullanmaması gerekiyor. Mutlaka doktorlarına ya da eczacılarına danışmaları yaşanabilecek olası rahatsızlıkları engellemek açısından büyük önem taşıyor.
Bitkisel tedavi yöntemlerine dikkat etmesi gereken bir başka grup ise emziren anneler ve hamileler… Doç. Dr. Gül, konuya ilişkin şöyle konuşuyor:
“Sağlıklı bir gebelik geçirmek isteyenler ‘Şu bitkinin çayını iç, bunu kullan’ diye çok fazla öneriye maruz kalıyor. Annelik içgüdüsüyle bunları kullanmak ve sağlıklı olmak isteyebilirler. Ancak bitkisel ürünlerin gebeler üzerinde çalışması olmadığı ve bebek üzerindeki etkileri bilinmiyor. Kesinlikle kullanılmamalılar. İlla kullanmaları gerekiyorsa yine dediğim gibi doktorlarına, eczacılarına danışmalılar. Emziren anneler de anne sütüne geçme ihtimali olduğu için yine doktorlarına ve eczacılarına danışarak bu ürünleri almalılar.”
Demleme usulleri de önemli
Bitkisel ilaçların yanı sıra evde demleme yoluyla tüketilen bitkilere de dikkat etmek gerekiyor. Çünkü bilinçsiz kullanım yüzünden demlenen bitkiler de zararlı olabiliyor. “Buradaki handikap aslında ilk başta bitkinin hangi bölümünün kullanılması gerektiğiyle ilgili” diye konuşan Doç. Dr. Gül, şöyle devam ediyor:
“Örneğin her bitkinin yaprağı, çiçeği kullanılmaz. Hangi bitkinin hangi bölümünün kullanılması gerektiği eczacılık fakültesinin farmakognozi bilim dalı tarafından araştırılarak ortaya konur.”
Kaynatma ya da demleme yoluyla hazırlanan bitkilerde de tıpkı tablet ilaçlarda olduğu gibi doz aşımı önemli bir konu. Çünkü fazla dozda içilen bir bitki, alerjik reaksiyonlara sebep olabiliyor. Kronik rahatsızlığı olanlara da yine bu tip kaynatılmış ve demlenmiş bitkileri kullanırken dikkat etmesi öneriliyor.
Peki şifa kaynağı olarak gördüğümüz bir bitkinin vücuda zarar vermemesi için ne yapmak gerekiyor? Doç. Dr. Gül, konu hakkında şu önerilerde bulunuyor:
“Her tavsiye edilene veya her gördükleri tarife uymamalarını tavsiye ediyorum. Bitkilerle ilgili ürünleri kesinlikle eczaneden almalılar. Bunları kullanma konusunda mutlaka eczacılarına danışmaları öneriyorum.”
TRT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.