Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İskenderun'da Deprem Konutları ve Yeni Devlet Hastaneleri Temel Atma Töreni'nde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti;
Ülke ve millet olarak 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden 50 binin üzerindeki insanımız ile yaşadığımız ağır yıkımın acısı yüreklerimizdedir. Depremde yitirdiğimiz insanlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum. Kaybımız öylesine büyük, acımız öylesine derin ki anlatmaya kelimeler kıfayet etmiyor. Vefat eden kardeşlerimizin aziz hatıraları yüreklerimizde ebediyen yaşayacaktır. Bize düşen asıl görev ise can kaybı yaşaan 11 ilimizi ve özellikle en büyük yıkıma ve acıya maruz kalan Hatay'ı bir an önce ayağa kaldırmaktır. Ancak bu şekilde insanlarımızın yeniden hayata tutunmalarını, umutlarını yeşertmelerini, geleceklerine güvenle bakmalarını sağlayabiliriz. Attığımız her adımı, başlattığımız her projeyi bu gaye ile planlıyor, yürütüyoruz.
Hamdolsun yaklaşık 1,5 ay içinde arama kurtarma çalışmalarının bittiği, enkaz kaldırma faaliyetlerinin hızla sürdüğü, geçici barıma merkezlerinin yaygınlaştırıldığı, kalıcı konutların yapımına başlandığı bir döneme girdik. Geçici barınma için 125 bini AFAD tarafından olmak üzere 156 bin çadır dağıtılmış veya kurulmuştur. AFAD tarafından 22 bin ve bağış olarak da 14 bin olmak üzere toplam 36 bin konteynerin alt yapısı kurulumu, nakli sürmektedir.
Bu konteyner sayısı mevcut başvuruyu fazlasıyla karşılayacak seviyededir. Yaklaşık 309 bin aileye 10 bin liralık ödemeler yapılmış, 101 bin aileye de 15 bin liralık taşınma paralarının ödenmesine başlanmıştır. Kalıcı konutlarla ilgili hazırlıkları da inşaat safhasına getirdik. Birileri bize kalıcı konutların yapımı, kadim şehirlerimizin imarı ve ihyası konusunda acele ettiğimizi söylüyor. İleri sürülen gerekçelerin ilmi ve teknik geçerliliğinin olmadığını, Van'dan Elazığ ve Malatya depremlerine kadar yaptığımız çalışmalarda gördük. Daha önemlisi bu şehirlerde yaşaşan milyonlarca insanımızın kimsenin keyfini bekleyecek kimsenin hesaplarının tekemmülünü bekleyecek vakti de sabrı da, dermanı da yoktur.
"Şehirlerimizi ayağa kaldırma sözü verdik"
İşte biz bunun için bir yılda 319 bin konut yaparak, alt yapısı ile, iş yerleri, sosyal ve kültürel birimleri ile tüm ihtiyaçlarını tamamlayarak şehirlerimizi ayağa kaldırma sözü verdik. Seçimleri daha önce açıkladığımız 14 Mayıs'ta yapma kararımızın gerisinde de aynı anlayış vardır. Deprem bölgesinde yürüttüğümüz çalışmalar seçim atmosferinden etkilenmesin bu iş bir an önce ülkenin gündeminden çıksın istedik. Bakanlıklarımızla, kurumlarımızla, belediyelerimizle, sivil toplum kuruluşlarımızla, özel sektörümüzle tam kapasite sahadayız.
"Felaketin izlerini hep birlikte ortadan kaldıracağız"
500 kilometrelik bir alana yayılan böylesine büyük bir felaketin yıkıcı etkilerinin bu kadar kısa sürede üstesinden gelip kalıcı konutların yapımına başlayacak başka bir ülke bulamazsınız. Türkiye devletinin gücü, hükümetinin kararlılığı, milletinin inancı ile bunu başarmıştır. Ülkemizin Türkiye Yüzyılı olarak ifade ettiğimiz Cumhuriyetimizin yeni asrı ile ilgili hedeflerine ulaşabilmesinin birinci şartı deprem yaralarını sarmaktır. Hatay yaralı iken kalan 80 vilayetimiz sağlıklı olamaz. Hatay hüzünlü iken kalan 80 vilayetimiz neşe ile hayatına devam edemez. Deprem şehirlerimizin tamamı için aynı durum geçerlidir. Bu imtihanı hep birlikte verecek bu felaketin izlerini hep birlikte ortadan kaldıracağız. Bunun için hızla yürüttüğümüz geçici barınma merkezlerinin kurulumu, yardım faaliyetleri, kalıcı konutların inşası, mevcut yerlerin ihyası konusunda herhangi bir kesintiye veya gecikmeye izin veremeyiz.
"Ramazan ayını da depremzede kardeşlerimizle geçiriyoruz"
Bakanlarımız deprem gününden biz de depremin üçüncü gününden beri buralardayız. Cumhurbaşkanı olarak her şehrimizi defalarca Cumhur İttifakı olaak ziyaret ettik. Yapılan çalışmaları yakından izliyoruz. Zihnimiz de gönlümüzde hep sizlerle birlikte. Ramazan ayını da depremzede kardeşlerimizle geçiriyoruz. Dün Kahramanmaraş'taydık. Bugün Hatay'dayız. İnşallah diğer şehirlerimize de gideceğiz. Tüm yaralar sarılıp, yıkılan her şey daha iyisi ile yeniden inşa edilmeden buralardan ayrılmayacağız.
Kimi deprem turistleri sadece fotoğraf çektirmek, sadece görüntü vermek için arada bir buralara uğrayabilir. O arada yalan yanlış laflar da edebilirler. Siz onlara aldanmayın. Keşke bunun yerine ellerindeki imkanları geçici barınma merkezleri kurarak, yardım faaliyetlerini sürdürerek, yüreklerini depremzede kardeşlerimize açarak kullanabilseler de insanlarımızın gönüllerini alabilseler. İnşallah o da olur. Bugün ana muhalefetin 10'u aşkın 11 büyükşehir belediyesi var. Nerede bu belediyeler? Bu belediyeler acaba buralara uğradı mı? Biz sorumluluğumuzun gereğini kendimize yakışanı, sizlerin beklediği işleri yaparak deprem şehirlerimizi bir yılda ayağa kaldırma sözümüzü tutmaya bakacağız.
Bugüne kadar milletimize verdiğimiz her sözü nasıl tuttuysak, her afette kayıpları nasıl telafi ettiysek inşallah bu defa da aynısını yapacağız. Biz bunu Van'da, Bingöl'de, İzmir'de yaptık mı? Kütahya'da, Antalya, Muğla, Manavgat yanıyordu oralarda da biz bunları yaptık mı? Hiç kimse endişeye kapılmasın. Biz burası CHP'li demedik. Biz ne dedik, bunlar da bizim vatanımız bunlar da bizim vatandaşımız dedik. Tek yapamayacağımız şey ölenleri geri getirmektir. Onun dışındaki her kaybı telafi edecek güce, imkana, kararlılığa sahibiz.
Hatay maalesef 6 Şubat depremlerinde hem can kaybı, hem yıkılan bina sayısı bakımından ilk sırada yer alıyor. Tespitlerde gelinen noktaya göre şehrimizde 100 bin binadaki 338 bin bağımsız bölüm, yıkık, acil yıkılacak, ağır ve orta hasarlı olarak kullanılamaz hale gelmiştir. Hatay'da toplamda 238 bine yakın konutu ve köy evini yaparak hak sahiplerine teslim etmeyi planlıyoruz. Depremden bugüne 50 bin konut ve köy evinin inşasına başlanması ile ilgili süreci sonuçlandırdık. Bugün Hatay'da temelini atacağımız 3 bin 122 konut ile birlikte 22 bin 467 konutun inşası fiilen başlamıştır.
"Konutlarla kalmıyor, bölgenin sağlık alt yapısını da ayağa kaldıracak projeleri başlatıyoruz"
Bölgedeki şehirlerimizin tamamında her gün binlerce yeni konutun temelini atarak sizlere verdiğimzi sözü yerine getireceğiz. Önümüzdeki bir yıl içinde 319 bin konut toplamda 650 bin konut yaparak şehir merkezlerimizi yerinde dönüştürerek insanlarımıza sağlam, güvenli, huzurlu yuvalar ve iş yerleri kazandıracağız. Konutlarla kalmıyor, bölgenin sağlık alt yapısını da ayağa kaldıracak projeleri başlatıyoruz. Depremin ardından Arsuz'da 100, Hassa'da 100 ve Belen'de 30 yataklı devlet hastanelerini hemen tamamlayarak hizmete aldık. Salgın döneminde nasıl rekor sürelerde acil durum hastanelerini inşa ettiysek, Hatay'da da bunu yapacağız.
Biz ana muhalefetin yalanları ile ayakta duran bir parti, iktidar değiliz. Hatırlayın salgının olduğu dönemde İstanbul'da dev Çam Sakura Hastanesi'ni bitirdik. Üç ay gibi bir zamanda bir taraftan İstanbul Havalimanı'nda bir taraftan Anadolu Yakası'nda iki tane hastaneyi 1006 odalı olarak bitidik ve halkımızın hizmetine sunduk. Bugün 400 yataklı Antakya devlet hastanemizin, 600 yataklı İskenderun devlet hastenemizin, 200 yataklı acil durum hastanemizin ve 300 yataklı Defne devlet hastanemizin temellerini atıyoruz. Bunlardan Antakya devlet hastanemizi 10 Mayıs'ta hizmete açıyoruz. Hatay'ın yeni yerleşim yeri Gülderen'de de bin yataklı bir şehir hastanesi kuruyoruz.
"Geçici barınma merkezlerinin kurulumunu da sürdürüyoruz"
Hamdolsun bugüne kadar milletimize asla mahçup olmadık. Meydanlarda bol keseden atıp, göreve gelince unutanlardan da olmadık. İnşallah bu sözlerimizin de gereğini yerine getireceğiz. Bu arada geçici barınma merkezlerinin kurulumunu da sürdürüyoruz. Amacımız mayıs ayına kadar bölge genelinde 100 bin konteyneri faaliyete geçirmektir. Çadır dağıtımı kesintisiz sürüyor.
"Yıkılan herşeyi yeniden daha iyisi ile daha güzeli ile daha güvenlisi ile yeniden yapacağız"
Yıkılan iş yerlerimizi prefabik ve konteyner çarşılarla tekrar faaliyete geçiriyoruz. Sanayi kuruluşlarımız üretime devam ediyor. Çiftçilerimiz toprağı ekerek baharın bereketini yakalamak için çalışıyor. Tüm bunlar depremin ardından diğer şehirlere giden hepşehrilerimizin dönüşümünü de hızlandırıyor. Tarih boyunca nice badireleri atlatmış pek çok kez yıkılıp yeniden ayağa kalkmış Hatay'a teslim olmak yakışmaz. Hep birlikte mücadele edeceğiz. Yıkılan herşeyi yeniden daha iyisi ile daha güzeli ile daha güvenlisi ile yeniden yapacağız. Canlarımız dışında kaybettiğimiz herşeyi tekrar kazanacağız, tekrar yerine koyacağız.
Bu millet nice sokak olaylarını, nice siyasi kumpasları, nice ekonomik tuzakları, nice terör saldırılarını, nice küresel dayatmaları göğüsleyerek bugünlere geldi. Bunca imtihandan alnının akı ile sıyrılmış bir milleti bu milleti tek başına deprem mi esir edecek? Asla, ülkemizin geçmişinde kötü yapılaşmadan, plansız şehirleşmeden, kontrolsüz gelişmelerden kaynaklanan sıkıntaların faturasını depremde yıkılan binalarımızla ve yitip giden insanlarımızla maalesef ödedik. Müslüman aynı delikten iki defa ısırılmaz.
"TOKİ konut sistemi rüştünü ispat etmiştir artık ülkemizin yeni yapı stokunu asla bu standartların altına düşürmeyeceğiz"
Esasen bu konuda geçtiğimiz 20 yılda pek çok iş yaptık. Önemli iyileştirmeler sağladık. Ama görüyorum ki daha fazlasını, daha hızlı şekilde yapmaya ihtiyacımız var. Bunun için Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli ile sadece depremde yıkılan şehirlerimizi değil, ülkemizin tamamında kentsel dönümüşü süratle neticelendirecek bir program hazırladık. TOKİ vasıtası ile ülkemizde 20 yıldır yaptığımız konut sistemi depremde rüştünü ispat etmiştir. Artık ülkemizin yeni yapı stokunu asla bu standartların altına düşürmeyeceğiz. Buradan depremin en çok yıkıma yol açtığı en çok can aldığı Hatay'dan İstanbul başta olmak üzere ülkemizin her yerindeki vatandaşlarıma sesleniyorum; Eğer binanız depreme dayanıklı değilse, sel veya heyelan tehdidi altındaysa, başka bir sıkıntısı sorunu varsa hiç vakit kaybetmeden dönüşüm sürecini başlatın.
"Ülkemizi kısa sürede afetlere dayanıklı hale getirmekte kararlıyız"
Görüyorsunuz depremi ile ve seli ile afetler sizleri beklemiyor. Önce tedbirimizi alacak yani binamızı sağlam bir zemine tekniğine uygun şekilde yapacak ondan sonra tevekkül edeceğiz. İnşallah 14 Mayıs seçimlerinde milletimizin takdiri ile yeniden ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiğimizde bu konu hükümet programımızın ilk, vazgeçilmez ve taviz verilmez maddesini oluşturacaktır. Geçtiğimiz 20 yılda edindiğimzi tecrübeleri 6 Şubat depremlerinin önümüze koyduğu fotoğrafı ve bilim insanlarımızın öngörülerini dikkate olarak ülkemizi kısa sürede afetlere dayanıklı hale getirmekte kararlıyız.
"Hpimizin hayali olan Hatay'ı inşa edene kadar durmayacağız, dinlenmeyeceğiz"
Hatay hem güvenli konutları hem tarihi ve kültürel mirasımızın ihyası ile ortaya çıkacak görünümü ile bu modelin vitrini olacaktır. Hani Çanakkale Destanı'nda Akif ne diyor, "Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın" diyor ya, Hatayımız da öyle 7,7 ve 7,6 ile tarihe gömülecek bir şehir değildir. Bu yıkıntıların üstünde hepimizin hayali olan Hatay'ı inşa edene kadar durmayacağız, dinlenmeyeceğiz.
Türkiye topraklarına Cumhuriyetin ilanından 16 yıl sonra katılan Hatay bağımsızlığın, özgürlüğün, demokrasinin kıymetini çok iyi bilir. Şehrimiz farklı kültürleri bir arada yaşatma becerisi ile dünyayı kendine hayran bırakıyor. Hemen yanı başımızdaki coğrafyada yaşanan onca trajediye bakarak bize Türkiye Cumhureyeti Devleti'nin birer ferdi olarak yaşama şerefini bahşeden rabbime hamd ediyorum. Bugün Türkiye güvenliği, huzuru, üretimi, istihdamı, büyüme potansiyeli ve diğer tüm imkanları ile Cumhuriyet tarihinin zirvesindedir. Türkiye Yüzyılı vizyonu ile karşılamaya hazırlandığımız yeni dönemde dünyanın en gelişmiş 10 ülkesi arasına girme hedefimize sıkı sıkıya bağlıyız.
TRT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.