Geçtiğimiz günlerde ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri DAEŞ bahanesiyle destek verdikleri terör örgütü PKK/YPG ile tatbikat yaptığını ilan ederken Ruslar Haseke kırsalında yeni bir askeri üs kurmak için harekete geçti.
Suriye’de varlık gösteren iki gücün terör örgütü bölgesindeki yeni adımları, aralarında bir yarış olduğu izlenimini verdi.
Koalisyon güçlerinden yapılan açıklamada, tatbikatın yaklaşık bir buçuk saat sürdüğü ve iş birliğinin artırılması için ortak çalışmaların devam edeceği vurgulandı. ABD güçleri bir süredir Haseke-Kamışlı hattında varlıklarını da güçlendiriyor.
Geçtiğimiz hafta Kamışlı’da 3. askeri gözlem noktası da açıldı. Diğer gözlem noktalarından biri Rusların kontrol ettiği Kamışlı Havaalanı yakınlarında. Diğer taraftan terör örgütü ile 2019’da yaptığı anlaşma Fırat’ın doğusunda varlık göstermeye başlayan Ruslar, Kamışlı batısında askeri gözlem noktası kurmaya çalışıyor.
Hem ABD hem de Rusya uzun bir süredir bölgede bir çekişme içerisinde görünmüyordu. Ta ki Ukrayna krizine kadar...
Şimdi gelin birlikte ABD-Rusya hareketlenmesinin izlerini sürelim…
Neden tatbikat yapılıyor? Kime mesaj veriliyor?
ABD halihazırda Suriye'de, Humus Çölü'ndeki El Tanıf Üssü'nün yanı sıra Haseke, Rakka ve Deyrizor illerinde örgüt işgalindeki bölgelerde en az 11 üs ve askeri noktada varlık gösteriyor.
ABD’nin terör örgütü PKK/YPG ile tatbikat düzenlediği Haseke, Fırat’ın doğusundaki en büyük kent.
Hem ABD hem de Rusya bölgedeki varlığını artırıyor.
Nottingham Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde Doktora çalışmalarına devam eden Ahmet Arda Şensoy’a göre, terör örgütü YPG’ye askeri destek için önemli bir lojistik nokta olan Haseke’de ABD’nin yeni üsler inşa etmesi ve askeri varlığını yoğunlaştırması terör örgütüne olan desteğini devam ettirdiğinin ve Rusya’ya karşı bölgede aktif olarak bulunduğunun bir işareti.
Diğer taraftan tatbikatın ve yeni askeri üslerin önemli bir amacı daha var. ABD, üsler ve kontrol noktalarını artırarak Türkiye’nin olası askeri harekatını engellemeyi amaçlıyor.
Ancak Şensoy, “Amerikan askeri varlığının kısıtlı olması Türkiye’yi terör örgütünü hedef alma politikasından caydırmaktan oldukça uzak” diyor.
Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Araştırmacısı Hamza Hışıl ise konuya farklı bir noktadan değiniyor. Haşıl konuyu şöyle açıklıyor;
“ABD, Türkiye tarafından icra edilen Barış Pınarı Harekatı sonrasında Suriye’nin kuzeyindeki birçok üssü boşalttı ve buralara Rus birlikleri yerleşti. Böylece, Fırat’ın doğusunda Moskova’nın nüfuzu artarken ABD’nin bu bölgedeki kazanımları tehdit altına girmeye başladı. Rusların, ABD kontrolündeki petrol sahalarına inme ihtimalinin yarattığı endişe Washington’u harekete geçirdi ve Şubat 2020’den itibaren Haseke’de yeni üs kurma çalışmalarına başladı”
ABD’nin Haseke’de terör örgütü PKK/YPG ile gerçekleştirdiği tatbikat her ne kadar DAEŞ bahanesiyle gerçekleştirilmiş olsa da Haşıl’a göre durum aslında öyle değil.
“Türkiye sınırına yaklaşık beş kilometre mesafedeki Derik’te icra edilen tatbikatta YPG militanlarına ağır ve orta menzilli silahların kullanımı üzerine eğitimler verildi.Suriye’de herhangi bir alan hakimiyeti kalmayan DAEŞ’e karşı bu tür bir eğitime gereksinim duyulması ve tatbikatın Türkiye sınırında düzenlenmiş olması kuşku verici bir gelişme. Tel Rıfat ve Münbiç başta olmak üzere, Türkiye’nin YPG kontrolündeki alanlara harekât düzenlemesinden rahatsızlık duyan ABD, YPG ile düzenlediği tatbikatlar ile Türkiye’ye bir mesaj vermek istiyor olabilir”
Haseke’ye bağlı Kamışlı’nın batısında yeni bir kontrol noktasına inşasına başladı. Bu, bölgede Rus-Amerikan rekabetinin yeniden alevlendiğine mi işaret?
Kamışlı, iç dinamikleri itibarıyla Fırat’ın doğusundaki en kritik bölgelerin başında geliyor. Öyle ki, Kamışlı kent merkezi büyük oranda YPG’nin kontrolünde olsa da bazı kritik noktalarda rejim güçleri varlık gösteriyor. Kamışlı’daki bu ikili yapı, iki unsur arasında iş birliğinden çok çatışmalara sebebiyet veriyor.
Rejim ve YPG arasında Kamışlı merkezli olarak çıkan sıcak çatışmalar bazen bölgesel etkiler de yaratabiliyor. Nisan 2021’de Kamışlı kent merkezinin Tay mahallesinde çıkan sıcak çatışmalar rejim ve YPG’nin ikili ilişkilerinde domino etkisi yarattı ve taraflar arasında yüksek gerilimler yaşandı.
Kamışlı’daki YPG baskılarına misilleme olarak rejim tarafından Halep’in Şeyh Maksud mahallesindeki YPG unsurlarına baskı uygulanması petrol ve tahıl ticareti başta olmak üzere ikili ilişkilerin büyük oranda bozulmasını berberinde getirdi.
Haşıl’a göre, rejim ile terör örgütü YPG arasında aracı olan Rusya’nın güç kazanmasını istemeyen Washington, YPG üzerinden rejime baskı uygularken aynı zamanda Moskova’nın Fırat’ın doğusundaki hareket alanını da daraltmaya çalışıyor.
Haşıl, gerilimin giderek yükseleceğini iddia ettiği iki ülke rekabetini şu sözlerle açıklıyor;
“Rusya, özellikle Kamışlı gibi stratejik bir merkezdeki varlığını tehlikeye atmamak ve Ukrayna krizi sebebiyle Suriye’de güç kaybetmediğini göstermek amacıyla Kamışlı ve çevresindeki askeri kapasitesini artırma yoluna gitti. Kamışlı Havaalanı’na jet ve helikopter takviyesinin yanı sıra 300 de asker sevkiyatı yapan Kremlin, inşa ettiği yeni kontrol noktaları üzerinden bölgedeki konumunu güçlendirmeye çalışıyor. ABD ise Rusya’nın bu hamlelerine bölgede sıklaştırdığı hava devriyeleri ve YPG üzerinden rejime uyguladığı baskılarla yanıt veriyor. Dolayısıyla, Ukrayna’da yıpranmış olan Rusya’nın Suriye’deki maksimalist taleplerinden vazgeçmemesi ve bu durum karşısında ABD’nin yerel müttefiki olarak gördüğü vekil unsurlar üzerinden bölgedeki baskısını artırması iki ülke arasındaki gerilimin giderek yükseleceği anlamına geliyor”
Şensoy ise, Fırat’ın doğusundaki Rus varlığını proaktif olmaktan çok anlık fırsatlar ve ABD’nin hamlelerine odaklı reaktif adımlar olarak görmek daha yerinde olacağını belirtiyor.
“ABD varlığına doğrudan tehdit oluşturma amacıyla değil, Ukrayna’da yaşananlar sonrası Suriye sahasında oluştuğu düşünülen Rusya ilgisizliği imajını ortadan kaldırma amacı taşıyor. Varlığının sürdüğünü ve ilgisinin devam ettiğini göstermek ise kontrol noktası kurmak gibi küçük ama efektif bir adımla tercih edilmiş gibi duruyor.”
Ruslar varlıklarını azaltıyor mu?
2022’nin şubat ayında başlayan Ukrayna Savaşı sonrasında Rusların Suriye’deki varlıklarını azaltmaya başladığına yönelik birçok haber çıktı. Ukrayna savaşının düşünüldüğü kadar kısa sürmemesi, Rusya’nın Ukrayna’ya yeni askeri sevkiyatlar yapmasını beraberinde getirdi.
Suriye’de savaş tecrübesi olan operasyonel birliklerin bir kısmı Ukrayna cephesine kaydırıldı.
Hamza Haşıl, Rusya’nın Suriye’de varlığını azalttığı yönündeki yorumlar gerçeği yansıtmıyor.
“Söz konusu gelişmeler, uluslararası kamuoyu tarafından Rusya’nın Suriye’den çekilmeye başladığı yönünde yorumlanmış olsa da gerçekte Rusya, Suriye’deki stratejik bölgelerdeki varlığını korudu. Diğer bir ifadeyle, Suriye’nin güney vilayetleri ve Humus’ta görülen Rus askeri varlığındaki azalma, Rusya’nın Suriye sahasından çekilmesi üzerinden değil bölgedeki öncelikleri ile açıklanabilir”
Şensoy ise, Rusya Ukrayna’da askeri olarak yaşadığı zorluklar ve uğradığı ekonomik yaptırımlara karşılık Suriye’de ABD varlığının yoğun olduğu Fırat’ın doğusunda cevap verebileceğine dikkat çekiyor.
Şensoy'a göre, "Rusya’nın da rejimin kısıtlı da olsa varlık gösterdiği Haseke-Kamışlı hattında askeri varlığını artırmaya çalışacağı öngörülebilir"
TRT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.