Kıbrıs’ın 2 bin 300 yıllık liman şehri Mağusa’nın tarihini, kültürünü, yaşanmışlıklarını yansıtacak bir kent müzesi yaratılması için kurulan “Mağusa Kent Müzesi Derneği”, şehrin tarihi surlarında yer alan mazgallardan birini müzeye, bir diğerini de sanat galerisine dönüştürmek için çalışmalarını heyecanla sürdürüyor.
Gazimağusa’nın belleği olacak Mağusa Kent Müzesi’nin, bir süre önce Gazimağusa Belediyesi’nin kullanımına verilen Akkule Kapısı yanındaki mazgallarda bir yıl içinde oluşturulması hedefleniyor. KKTC’de bir ilk olacak kent müzesinin, bu kentte yaşayanlar kadar burayı ziyaret edecek turistler için de odak noktası olması planlanıyor. Müzede hem Mağusalılar hem de turistler, kentin tarihi ve kültürel birikimini görerek, dinleyerek, okuyarak öğrenebilecek.
Derneğin ve Gazimağusa Belediyesi’nin, başta Eski Eserler ve Müzeler Dairesi olmak üzere bazı kurumlarla iş birliğiyle yürüttüğü projeye göre, Gazimağusa suriçindeki 4 numaralı mazgal sanat galerisine çevrilecek; 6 numaralı mazgal ise kent müzesi olacak. Mazgallar, yüzyıllar önce kentin savunması amacıyla yapılmıştı.
Akkule kapısından suriçine giren bir turist, turizm enformasyon ofisinden bilgi alıp gezisine başlarken surlar üzerine tırmanıp tüm şehri gözlemleyebiliyor. Projenin hayata geçmesiyle turistler, aşağıya inince sanat galerisini ve kent müzesini ziyaret ederek Mağusa’ya dair en önemli bilgileri edinebilecek.
Mağusa Kent Müzesi Derneği Başkanı, mimar Prof. Dr. Uğur Ulaş Dağlı, yönetim kurulu üyeleri tarih öğretmeni Koral Özkoraltay ile avukat Mine Vehit, muhabirine müze projeleri hakkında bilgi verdi, soruları yanıtladı.
Mağusa Kent Müzesi Girişim Grubu olarak başlatılan girişimler, geçen yıl nisan ayında ilk genel kurulunu yaparak resmen kurulan Mağusa Kent Müzesi Derneği ile sürüyor. Kent müzesiyle kentin belleğini oluşturmayı amaçladıklarını vurgulayan dernek yöneticileri, “Amacımız, Mağusa’nın hikayesini, zengin somut ve somut olmayan kültürel mirasını sistematik şekilde oluşturup sergilemektir” dedi.
-“Kent müzeleri bellek merkezidir”
Mağusa’ya ilişkin bağı ve endişesi olan bir ekiple yola çıktıklarını vurgulayan Mağusa Kent Müzesi Derneği Başkanı Prof. Dr. Uğur Ulaş Dağlı, insanlara, unutulmaya başlanan kent belleğini hatırlatmayı istediklerini söyledi. Gençlerin de bu kültürü sahiplenip öğrenmelerini amaçladıklarını vurgulayan Dağlı, kent müzesinin ne olduğu sorusunu özetle şöyle yanıtladı:
“Kent müzeleri bugünden geçmişe kadar bir kentin hikayesinin anlatıldığı yerlerdir. Başlangıç noktası bugündür. Hikayeler belli bir kronoloji ve sistematik içinde anlatılır. Kent müzeleri birer bellek merkezidir. Burada ‘kentin hikayesinde kimler vardı, nerede, nasıl yaşadılar, hangi aktiviteler vardı’, tüm bunlar anlatılır. Kent müzelerinde ‘insan, mekan ve olaylar’ olmak üzere üç unsur vardır. Kent, temalar üzerinden okunur. Kent müzeleri o kentte yapılan çalışmaların sürdüğü ve sergilendiği yerlerdir.”
Dağlı, Mağusa Kent Müzesi’nin, Mağusa’nın 2 bin 300 yıllık tarihinin anlatılacağı bir yer olacağını vurguladı; “Gençler kenti gerçek öğeler üzerinden tanıyacak. Kentin hikayesini hem görecek hem dokunacak hem dinleyecek. Dijital ağırlıklı olacak kent müzesinin 5 duyuyla bilgiyi öğretme hedefi olacak” diye ekledi.
Kent müzesini “Sürekli yenilenen, eklenen bir bellek merkezi…” diye tanımlayan dernek yönetim kurulu üyelerinden Koral Özkoraltay ise daha dernekleşmeden önce, Mağusa’ya bir kent müzesi kazandırmak için pandemi döneminde online çalışmalar yaptıklarını anlattı. Özkoraltay, “Birbirini seven, tanıyan bir girişim grubu olduk. Birbirimizi motive eden insanlarız.” dedi.
Özkoraltay, derneğin genel kurulundan sonra “kentin kırılma noktaları” konusunda bir çalışma yaptıklarını ve Mağusalılara bunu sorduklarını kaydederek aldıkları cevaplardan bazılarını “2. Dünya Savaşı’ndan sonra kentin hayalet kent yapılması, Bandabulya’nın sular dışına çıkarılması, DAÜ’nün kurulması, festivaller düzenlenmesi, Maraş’ın ziyarete açılması, Derinya kapısının açılması” olarak sıraladı.
-En büyük kırılma noktası 6 Şubat depremi
Dernek Başkanı Dağlı ise “Ancak yaptığımız her şey 6 Şubat’a gelip duruyor. En büyük kırılma noktamız budur…” dedi.
Dernek Yönetim Kurulu üyesi Mine Vehit, derneğin kurulup çalışmaya başlamasıyla müze için mekan arayışına giriştiklerini, kamusal birçok binanın özelleştirilmesinden dolayı sıkıntı yaşadıklarını belirtti. Vehit, Gazimağusa Belediyesi’nin Başbakan Yardımcılığı Turizm, Kültür, Çevre ve Spor Bakanlığı nezdindeki girişimiyle iki mazgalın kullanım hakkının belediyeye verildiğini; derneğin de belediyeyle imzaladığı protokolle buranın müzeye dönüştürüleceğini anlattı.
Konuyla ilgisinin müzeleri çok sevmesiyle başladığını kaydeden Vehit, kendisinin daha çok sürecin hukuk boyutuyla ilgilendiğini ve resmi işlemleri yürüttüğünü söyledi.
Dernek yöneticileri, müzede neler yer alacağı sorusunu yanıtlarken şu bilgileri verdi:
“Kentin kronolojisi yer alacak, interaktif ve görselli olacak. Tarihler tıklanarak şehrin kuruluşu ve sonrasında neler yaşandığı görülebilecek. Müzemizde yer vereceğimiz objeler de gelmeye başladı. Elimizde 1938-40 yıllarına ait bazı yazışmalar var. Örneğin bir okulun kamp talebi ve pullar geldi. Mağusa’daki İngiliz Yüksek Komiserliği’ne yazılmış belgelerimiz var. Elimizde ayrıca bir avukatın 1950-60’larda kullandığı daktilosu ve vantilatörü yanında bir davasının dokümanları da bulunuyor.”
-Voleybol ve Mağusa
Mağusa Kent Müzesi Derneği Başkanı Uğur Ulaş Dağlı, şu anda kentin voleybol tarihiyle ilgili bir çalışma yürüttüklerini, 1938-2008 arasındaki yıllarda doğmuş pek çok voleybol oynamış kişiyle röportajlar yaptıklarını belirterek “6 Şubat’la birlikte Mağusa’nın aslında bir voleybol kenti olduğunu anlaşıldı. Bu kentte eli voleybol topuna değmemiş kimse yoktur. Geçen yıl Adıyaman’a Mağusa’dan 5 takımın gitmiş olması tesadüf değildir.” ifadelerini kullandı.
Mağusa Kent Müzesi’nin dönüştürme gücü olacağını vurgulayan Dağlı, “Burası da tarih kültür sanat aksına çevrilecek” diye konuştu.
Dağlı, kent müzesiyle kent arşivini oluşturmayı da hedeflediklerini vurguladı.
Koraltay ise müzenin esnafa katkısına işaret ederek “Turistler buraya gelecek ve esnafa da katkısı olacak, turistler için müze sayesinde yeni bir rota sunacağız” dedi.
Müzenin maddi boyutunun nasıl sağlanacağı sorusu üzerine, Belediye hali hazırda katkı koymaya başlamıştır. Mazgalın temizliği ve elektrik bağlanması Belediyemizin girişimi ve elemanları ve imkanları ile gerçekleştirilmiştir. İlaveten fonlar bulmaya projelerle kaynak yaratmaya çalıştıklarını anlatan dernek yöneticileri, müzenin oluşum sürecinde Türkiye’den bir müzelogla birlikte çalıştıklarını da söyledi ve yakında bu kişinin eğitim vermek üzere geleceğini bildirdi.
Lefkoşa’nın güneyinde Leventis Müzesi’nin bir kent müzesi olduğunu ancak KKTC’de bir örneğinin olmadığını da kaydeden dernek yöneticileri, Mağusa Kent Müzesi’nin bir ilk olacağını vurguladı.
“Müze projesine şu anda büyük bir sahiplenme var. Sadece Mağusa değil Kıbrıs bütününde bir heyecan yarattı” diyen dernek yöneticileri, daha önce Mağusa’da yaşamış ve kentle ilgili araştırmaları ve kitapları bulunan ABD’li gazeteci/akademisyen Michael Walsh’un müze çalışmalarını öğrenmesi üzerine her türlü katkıyı yapmaya hazır olduğunu bildirdiğini anlattı.
DAÜ İletişim Fakültesi ile bellek çalışmalarında dokümanların sözlü ve yazılı metne dönüştürülmesi, film çekimleri vb. konularda iş birliği protokol imzaladıklarını da kaydeden dernek yöneticileri, Larnaka’daki benzer bir müze konusunda çalışma yürüten ekiple UNFICYP aracılığıyla irtibat kurduklarını ifade etti.
Ayrıca LTB öncülüğünde faaliyete geçen ARKHE’yle birlikte neler yapılabileceği konusunda ön görüşme yapıldığını kaydeden dernek yetkilileri, şunları ekledi:
“Hem Mağusa’nın bir paydaşı olmuş herkesle iş birliği yapıyoruz, hem de aynı alanda çalışan kurumlarla… Bu şekilde bir sinerji yaratıp bu müzeyi yapmak istiyoruz. Aynı zamanda bellek merkezini yapacağız. Bu projede gençlerle birlikte de çalışıyoruz ve onlara, kenti sahiplenip bir şeyler yapmaları için alan sağlıyoruz.
Müzede kronoloji ve ışıklı maketler olacak. Bir tarihe basıldığı zaman o dönem ışıklanacak. Müzede Mağusa’nın insanları, olayları ve mekanları olacak. Tanınmış simalar, meyhaneler ve meyhane kültürü, şifacılar, liman, Afrodit sokağı, Maraş, dokuma fabrikaları, karga, tren, şehrin delileri gibi temalarımız olacak. Bu konularda çalışmak isteyenlere açığız. Müzenin tasarımını uzman biriyle yapacağız. Çok heyecanlıyız.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.