27 Kasım 2024
  • Lefkoşa7°C
  • Girne11°C
  • Mağusa11°C
  • İskele11°C
  • Güzelyurt5°C
  • Lefke7°C

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: TÜRKİYE YÜZYILI VİZYONU EN BÜYÜK MİRASIMIZ OLACAK

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "(Türkiye Yüzyılı) Ülkemizin ve medeniyetimizin kazanımları üzerinde yükselteceğimiz bu vizyon yeni nesillere bırakacağımız en büyük mirasımız olacaktır" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye Yüzyılı vizyonu en büyük mirasımız olacak

24 Ekim 2022 Pazartesi 20:28

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti;

Son Kabine toplantımızdan bu yana hep olduğu gibi ülkemize ve milletimize eserlerle hizmetlerle dolu bir dönem geçirdik. Ülkemizin önde gelen tarım, sanayi ve turizm bölgelerini birbirine bağlayan Çanakkalemize daha önce hizmete açtığımız otoyolun ve köprünün tamamlayıcısı niteliğinde yeni yatırımlar kazandırdık. Ayvacık Küçükkuyu yolu ile Asos ve Troya Tünelleri bölgenin kuzey-güney aksındaki trafiği önemli ölçüde rahatlatacak bir projedir. Yatırım bedeli 4,6 milyar lira olan bu eser aynı zamanda Kazdağları'na zarar vermeden 50 dakikalık yolculuk güzergahını 5 dakikaya indirmiştir.

Çanakkalemize yakışır bu projenin şehrimize, bölgemize ve ülkemize bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum. Aynı gün ülkemize ziyaret gerçekleştiren Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ile verimli bir görüşme yaptık. Türkiye'nin çok yönlü ve boyutlu dış politika anlaşışının bir ürünü olan önemli bir toplantı için 12 Ekim'de Kazakistan'ın başkenti Astana'ya gittik. İlk gün Kazakistan Cumhurbaşkanı kardeşim Tokayev ile birlikte Yüksekdüzeyli Stratejik İşbirliği Konseyimizin dördüncü toplantısına başkanlık ettik. Muhtelif alanlarda imzalanan 6 yeni anlaşma ile Türkiye-Kazakistan iş birliğini daha da güçlendirdik.

Ertesi gün yapılan liderler zirvesinde alınan kararla teşkilat haline dönüşen Asya'da İş birliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı vesilesiyle de çok sayıda ülke temsilcisi ile bir araya gelme imkanı bulduk.

Zeytinburnuna kazandırdığımız içinde kütüphaneden buz pistine kadar pek çok tesisin yer aldığı 5 Telsiz Millet Bahçesi'nin açılışını 14 Ekim Cuma günü yaptık. Aynı gün ülkelerimiz arasındaki Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği toplantısı için Katar Emiri kardeşim Şeyh Temim ile bir araya geldik. Maalesef 14 Ekim Cuma akşamı milletçe hepimizi yasa boğan acı bir haberle sarsıldık. Bartın'ın Amasra ilçesindeki bir kömür madeni ocağında meydana gelen patlamada 41 kardeşimizi şehit verdik. Ertesi günkü Diyarbakır programımızı erteleyerek Amasra'ya gidip hem çalışmaları yerinde inceledik hem şehitlerimizin cenaze törenlerine katıldık hem de ailelerine başsağlığı diledik. Pazar günü de İstanbul'da tedavi gören madencilerimizi ziyaret ederek geçmiş olsun temennilerimizi kendilerine ve yakınlarına Çam Sakura Hastanesinde verdik. Ülkemizin bir daha böyle felaketlere maruz kalmaması için gereken çalışmaları yürütüyoruz.

Bu çerçevede Aralık 2021'de mesleki eğitim merkezlerinin yetişmiş insan gücü ihtiyacımızı daha yüksek oranda karşılamasını sağlamaya dönük bir değişikliğe gitmiştik. Hedefimiz bu yıl sonuna kadar 1 milyon gencimizin çırak, kalfa ve usta olarak mesleki eğitim merkezlerinde yetişmesini sağlamaktır. Daha önce 159 bin olan mesleki eğitim merkezlerindeki kayıt sayısı şu anda 910 bine yükselmiş durumdadır. Kasım ayında yıl sonu hedefimize ulaşacağımız ve sonrasında da hedefi geçeceğimiz anlaşılıyor. Ayrıca mesleki ve teknik liseli gençlerimiz için cazip hale getirecek ilave düzenlemelerin hazırlıkları içindeyiz.

Bartın'daki benzeri kazaların önüne geçmek için atacağımız adımlar arasında bölgede madenciliğe özel bir meslek lisesi açma projesi de bulunuyor. Yaşanan kaza ile ilgili iş güvenliğinden teknik eksiklere kadar her konu inceleniyor, araştırılıyor. Ortaya çıkacak sonuçlara göre gerekenin yapılacağından kimsenin şüphesi olmasın. Amasra'dan alınan dersler ışığında ülkemizdeki tüm madenlerin durumları baştan sona gözden geçirilmektedir.

Geçtiğimiz hafta başı Anayasa Mahkemesi'nin yeni üyesi Muhterem İnce'nin yemin törenine katıldıktan sonra Dünya Süryani Katolik Patriğini kabul ettik. Salı günü insan kaynakları ofisimizin Ey İnsan projesinin tanıtım töreninde bu çerçevede yürütülen çalışmaların kapsamlı bir değerlendirmesini kamuoyu ile paylaştık. Çarşamba günü Meclis'teki grup toplantımızın ardından yaklaşık 20 bin muhtarımızın katılımı ile Ankara Muhtarlar Evi'nin açılışını ve 100 muhtar hizmet binasının temel atma törenini gerçekleştirdik.

Perşembe günü dost ve kardeş Azerbaycan'a giderek işgalden kurtarılan bölgede inşa edilen Zengilan Havalimanı'nın açılışını, kardeşim İlham Aliyev ile birlikte yaptık. Bilindiği gibi vatan savaşı sonrasında Azerbaycan ile ilişkilerimizi yeni bir seviyeye çıkardık. İlişkilerimizin tapusu niteliğindeki Şuşa Beyannamesini yıldırım hızıyla Meclislerimizden geçirerek bu yeni dönemi tescilledik. Azerbaycan'ın azad olan topraklarında rekor hızda inşa edilen Fuzuli ve Zengilan Havalimanlarını bölgenin gelişmesi ve kalkınması bakımından stratejik hamleler olarak görüyoruz. Bu ziyaretlerimizde bölgeye canlılık getirecek bir diğer önemli adım olan mayınların temizlenmesi projelerini de hızlandırma kararı aldık. Azerbaycan ile diğer bazı kardeş devletlerin de katılımı ile 3'lü formatlarda ticaret, ulaştırma ve enerji alanlarındaki iş birliği ufkumuzu genişletecek çalışmalar yürütüyoruz. Bu arada açılışın hemen ardından da Dost Agropark açılışını yaptık orada da şu anda devasa bir alanda gerek angus hayvancılığı bunun yanında kesimler bütün bunlarla beraber de yine orada ciddi manada bir tarım ile ilgili olarak yatırımlar yapıldı. Kardeşlerimiz ile ilişkilerimizi karşılıklı ziyaretler ve iş birlikleri yoluyla her seviyede güçlendiriyoruz.

Hiç şüphesiz bu ziyaretler içinde aralık 2020'de Bakü'de katıldığım Zafer Geçidi'nin ayrı bir yeri vardır. Yine bu dönemde tercihli ticaret anlaşmasını sonuçlandırırken kimliklerle seyahati de mümkün kıldık. Eğitimde Maarif Vakfı okullarının resmi açılış törenini Bakü'de yapmakla kalmadık, Azerbaycan Türkiye Üniversitesi'nin de ahdi temellerini atma noktasına geldik. Normalde çok uzun yıllar alacakken bizim kısa sürede tamamladığımız bütün bu gelişmeler asla küçümsenemeyecek hepsinin arkasında kuvvetli bir siyasi iradenin sonuç alma kararlılığının olduğu adımlardır. 

Bu kadar kısa sürede alınan mesafeye bakınca Azerbaycan ile orta vadede daha neler yapabileceğimizin taahhüyülü milletimizin takdirine bırakıyoruz. Azerbaycan ziyaretimizin dönüş yolunda son başbakanımız halen partimizin Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım, İstanbul Milletvekili Şamil Ayrım ile koruma görevlisi Oğuzhan Demirci'nin yaralandığı kaza hepimizi üzmüştür. Kendilerine Rabbimden şifalar diliyoruz. Kendilerini hastanede ziyaret ettiğimiz yaralılarımızın hiç birinin hayati tehlikesi olmadığını görmekten de memnuniyet duyduk. Bir kez daha Binali Yıldırım, Şamil Ayrım ve Oğuzhan Demirci'ye geçmiş olsun dileklerimizi şahsım ve arkadaşlarım adına diliyorum.

Cuma günü partimizin Bilgi ve Teknoloji Başkanlığının gerçekleştirdiği Blokzincir İstanbul programında teknolojinin insanlığın önüne sunduğu fırsatlar ve yol açtığı tehditler konusunda yaptığımız kapsamlı değerlendirmeyi katılımcılarla paylaştık. Aynı gün İslam İşbirliği Teşkilatı Enformasyon Bakanları toplantısında misafirlerimizle birlikte dezenformasyon konusunun gündemde olduğu şu günlerde dünyadaki İslam karşıtlığı ve medyanın bundaki rolünü de ele alma fırsatı bulduk. Yine cuma günü İstanbul'da Uluslararası Emek Konfederasyonu Birliği'nin kuruluşu vesilesi ile ülkemizde bulunan sendika temsilcilerini kabul ederek bu yeni oluşum sebebiyle kendilerini kutladık. Cumartesi günü Malatya'da toplu açılış töreni, gençlik buluşması ve sivil toplum yemeği ile dolu bir gün geçirdik. 

Yaklaşık resmi rakamlarla söylüyorum 60 bin kişinin katıldığı bu toplu açılış töreni gerçekten coşku heyecan doluydu. Havalimanından toplantının yapıldığı alana kadar bu coşku bizleri de heyecanlandırdı. Gece Malatya'da kaldıktan sonra ertesi gün ertelediğimiz Diyarbakır programımızı yaptık. Malatyalı ve Diyarbakırlı tüm kardeşlerime bu ziyaretlerimizin her anında bize gösterdikleri sevgi, coşku, muhabbet için şükranlarımı sunuyorum. Diyarbakır'da da yine resmi rakamlarla ifade ediyorum 70 bin kişinin katıldığı toplu açılış ve miting çok çok farklı bir heyecana vesile olmuştur. Onda da yine havaalanından toplu açılışın yapılacağı meydana kadar gerçekten bir başka heyecan, bir başka coşku vardı. Bu vesileyle bölücü terör örgütünün zorla kopardığı evlatlarına kavuşmak için mücadele veren cesur Diyarbakır annelerini yürekten selamlıyorum ve kendileri ile de orada görüşme imkanı buldum. İnşallah aynı heyecan ve gayretle önümüzdeki günlerde de pek çok programla ülkemize hizmet etmeyi sürdüreceğiz.

Yarın Cumhuriyet tarihinin en büyük konut, işyeri ve arsa projesinin ilk temel atma törenini gerçekleştireceğiz. Cuma günü Türkiye Yüzyılı müjdesi ile milletimize duyurduğumuz vizyon belgemizin tanıtım törenini Ankara Kapalı Spor Salonu'nda yapacağız. Cumartesi günü 29 Ekim programlarının ardından 2023 hedeflerimizin sembol projelerinden Türkiye'nin otomobili togg'un banttan indirme törenine katılacağız. Ayrıca kasım ayında Türk Devletleri Teşkilatı Liderler Zirvesi ve G-20 Liderler Zirvesi'nin de aralarında olduğu çok önemli Endonezya Bali'de yapılacak olan bir dizi yurt dışı programımız olacak. 

Önümüzdeki yıl vasıl olacağımız Cumhuriyetimizin 100. yılına büyük bir heyecanla, şevkle, coşkuyla hazırlanıyoruz. Bizim için bu yıldönümü sadece yeni devletimizin 2. asrının başlangıcını ifade eden bir takvim değişikliği olmanın ötesinde manalara sahiptir. İşte bu anlayışla Anadolu toprakları üzerinde son bin yılda kurduğumuz üçüncü devletimiz olan Cumhuriyetimizi siyasi, ekonomik, sosyal, diplomatik alanlarda milletçe hayalini kurduğumuz seviyeye çıkaracak atılımın adını Türkiye Yüzyılı koyduk. 

Ülkemizin ve medeniyetimizin tüm kazanımları üzerinde yükselteceğimiz bu vizyon yeni nesillere bırakacağımız en büyük mirasımız olacaktır. Uzunca bir süredir dile getirdiğimiz 2053 ve 2071 vizyonlarını Türkiye Yüzyılı'nın inşası yolundaki basamaklar olarak görüyoruz. Üstelik bu atılımı dünyanın tarihi dönüşüm yaşadığı bir dönümde hayata geçiriyoruz. Türkiye'nin içinde bulunduğu süreç, siyasi, ekonomi, sosyal ve kültürel gelişmeleri ile dünyadan olup bitenlerden bağımsız değildir. Dünya geçtiğimiz asrın ortalarına doğru faşizmin sultasından 30 yıl önce de kominizmin hezeyanlarından kurtulmuştu. İnşallah bu dönemde dünyamız parıltılı kavramların ambalajı içerisinde önümüze getirilen ve insan fıtratını bozarak onu yeniden felaketin eşiğine sürükleyen sapkın dayatmalardan kurtulacaktır.

Her alanda büyüyen, güçlenen, kalkınan, hak ve özgürlüklerini genişleten Türkiye için çalışıyoruz. Türkiye Yüzyılı hedefimiz sadece milletimizn refahını yükseltme, sadece ülkemizi bölgesel ve küresel güç haline getirme gayesi taşımıyor. Bu aynı zamanda inanç, kültür, medeniyet köklerimizi de yeniden ihya edeceğimiz bir atılımın adıdır. Bunun için 85 milyon vatandaşımızın her birine seslenerek diyorum ki; Gelin Türkiye Yüzyılı'nı geçtiğimiz 20 yılda hayata geçirdiğimiz demokrasi ve kalkınma altyapısı üzerinde hep birlikte inşa edelim. Gelin bir olarak, iri olarak, diri olarak, kardeş olarak hep birlikte Türkiye olarak Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılı olan 2023'ü ülkemizin en büyük atılımının başlangıç noktası haline getirelim. Ülkemizin çözülmemiş hiç bir meselesini bırakmamak için çıktığımız yolda hangi fedakarlıklarla neler yaptığımızın en yakın şahidi milletimizin bizzatihi kendisidir.

Biz bu gayretleri gösterirken kimlerin de ülkeye ihanet pahasına başka gündemlerin peşinden gittiğini en iyi milletimiz biliyor. Sınırlarımıza saldıran, şehirlerimizi kana ve ateşe bulamaya çalışan terör örgütlerinden kendi milletine silah doğrultan darbecilere kadar can ve mal güvenliğimize yönelik nice tehditle mücadele ettik. Teröristlerin ülkemizi yangın yerine çevirmeye çalıştıkları günlerden devletin tepelerine binen yumruğundan kaçacak delik aradıkları günlere gelmiş olmanın huzuru içindeyiz. Milletimizin temel hak ve özgürlüklerini ülkenin hayati çıkarlarını, kısır hesapları, sinsi niyetleri ve ideolojik saplantıları için örseleyen vesayet güçleri ile kavgaya tutuştuk. Partimizi kapatma girişimlerine kadar varan bu tür yanlış girişimlerin artık akla bile gelmeyeceği demokratik olgunluk seviyesine ulaştık. Tüm umudunu ülkenin ve milletin felaketi üzerine kuran kifayetsiz siyasetçilerle uğraştık. Ülkemizin bu hususta da hak ettiği iklime kavuşacağı günlerin uzak olmadığına inanıyoruz. Türkiye'nin siyasi ve ekonomik bağımsızlığını hazmedemiyen emperyalistlerin farklı görünüm ve alandaki oyuncuları ile boğuştuk. Maruz kaldığımız çifte standartları, gizli açık ambargoları fırsata dönüştürerek kendi göbeğimizi kesecek adımlarla her alanda gücümüze güç kattık. Hamdolsun özetle ifade etmeye çalıştığımız engelleme çabalarının hepsinin de üstesinden gelerek demokrasi ve kalkınma devrimlerimizi birer birer hayata geçirdik.

Bugün de ülkemizin önündeki tüm sorunları çözecek mücadeleyi vermeyi, gyreti göstermeyi sürdürüyoruz. Kökenine, inancına, meşrebine, siyasi ve sosyal tercihine bakmadan her bir vatandaşımızı layık olduğu haklara, özgürlüklere, refah düzeyine gelecek güvencesine kavuşturmak da kararlıyız. Vatan topraklarının her karışında hakim kıldığımız huzurun gelişme ve kalkınma iradesinin engellenmesine, umutlarımızın üzerinin gölgelenmesine asla rıza göstermeyeceğiz. Kadını ile, erkeği ile, genci ile yaşlısı ile işçisi ile memuru ile sanayicisi ile çiftçisi ile her kesimden insanımız bizimle olduğu müddetçe Allah'ın izniyle önümüzde duracak bizi engelleyecek güç tanımıyoruz. 

Ülkemizin zenginliğini, milletimizin her kesimi ile adil şekilde paylaşma ilkemizi, sosyal devlet projeleri ile hayata geçirmeyi sürdürüyoruz. Türkiye'nin en kapsamlı ve etkin sosyal programları bizim dönemimizde geliştirilmiş ve uygulanmıştır. Bunun sebebi milletimizin eskisine göre temel ihtiyaçlarını karşılamaktan daha çok sıkıntı çekmeye başlaması değil insanımızın hayat standardına ilişkin çıtanın yükselmiş olmasıdır. İhtiyaçlar değiştikçe sosyal yardım programlarımızın içeriğini zenginleştirdik. İhtiyaç duyduğu her yerde ve her durumda insanımızın yanında olduğumuzu gösterdik. Nitekim geçmişte sadece yakacak ve gıda gibi bir kaç başlıkta destek alabilen ailelerimiz bugün elektrikten doğal gaza, kiradan kırtasiyeye geniş bir alanda devleti yanlarında bulmaktadır. Aynı şekilde sosyal destek verilen kesimler de engellilerden yaşlılara, eşi vefat etmiş kadınlardan eğitim çağındaki çocuklara kadar kuşatıcı bir zenginliğe sahiptir. Bu yaklaşım bize medeniyetimizin ve kültürümüzün mirasıdır. Pek çok gönül sultanına atfedilen mısralarda bu anlayış şöyle anlatılıyor; Başta devlet dilde himmet elde fırsat var iken tut elinden düşmüşlerin sana saadet yar iken. Kimseye baki değildir mülkü devlet sim ü zer bir harap olmuş gönlü tamir etmektir hüner. Elimizde fırsat varken yokluktan yoksulluktan vurulan gönülleri tamir etmek hem devleti yönetme sorumluluğumuzun hem de bir insan bir Müslüman olarak sahip olduğumuz hassasiyetin gereğidir. 

Biz sadece bu yaygın ve etkin yardım sistemi ile herkesin elinden tutmakla kalmadık sosyal destek sistemimizin mantığını da değiştirdik. İhtiyaç sahibi olmanın özellikle ötesinde büyüğü ile, annesi ile, çocuğu ile bir bütün olarak ailenin tamamını koruyacak, gözetecek, güçlendirecek çalışmalara ağırlık veriyoruz. Bugün sizlerle aileye yönelik hizmetlerimizi genişletme amacı taşıyan yeni bir adımın müjdesini paylaşmak istiyorum. Bilindiği gibi sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarımız vasıtası ile kadınlarımıza ve çocuklarımıza yönelik kurduğumuz Aile Destek Merkezleri ve Sosyal Dayanışma Merkezleri var. Bu merkezlerde kadınlarımızı üretken hale getirmeye, çocuklarımızın akranları ile sağlıklı gelişim göstermelerine yönelik faaliyetler yürütülüyor.

Kadın ne kadar güçlü olursa hem kendi hayatında hem çocuğunu yetiştirmede hem tüm aileyi ayakta tutmakta o derece başarılı olacaktır. Son dönemde milli ve manevi değerlerimizi tahrip ederek aile yapımızı yıkmaya yönelik tehditlere karşı aldığımız tedbirleri bu merkezlerimizi güçlendirerek tahkim ediyoruz. Bu amaçla ülkemizde halen faaliyette olan 330 Aile Destek Merkezi sayımızı 656'ya, 47 Sosyal Dayanışma Merkezi sayımızı 116'ya çıkartıyoruz. Bu yaygınlaştırmada önceliği de Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemize veriyoruz. Bu merkezlerde yürütülecek faaliyetlere 1,2 milyar liralık kaynak ayırdık.

Bilindiği gibi Türk Silahlı Kuvvetlerimizin yürüttüğü sınır ötesi harekatlara iftira atan Tabibler Birliği Başkanı ile ilgili yargı harekete geçmiştir. Ayrıca, bu ismin üzerinde de çalışmalarımızı yürütecek gerekirse yasal düzenlemeyle bu ismin de değiştirilmesini sağlayacağız. Terör örgütünün diliyle konuşarak ülkesine ve ordusuna alçakça bühtan eden böyle bir şahsın adı Türk'le başlayan bir kurumun başında olmasının milletimizin her bir ferdini rahatsız ettiğine inanıyorum. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımızın yürüttüğü soruşturmanın sonuçlarına ve mahkemelerin vereceği kararlara göre hem bu kişi ile hem de bu kurumla ilgili adımlar atılacaktır.

Bu çerçevede Kabine toplantımızda ilgili Bakanlarımıza, Tabipler Birliği başta olmak üzere meslek örgütlerinde yeni bir yapıya geçilmesine yönelik mevzuat çalışmalarının hızlandırılması talimatını verdik. Meslek örgütlerini ideolojik saplantılarının borazanı haline getiren terör örgütü destekçilerini buralardan temizleyerek bu yapıları kuruluş amaçlarına uygun faaliyetlere yoğunlaştırmakta kararlıyız.

TRT

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA
GÜNCEL HABERLER