Şirinevler, Akçiçek, Alemdağ ve Kozanköy halkı, Akçiçek bölgesinde faaliyet gösteren taş ocağı işletmecilerini protesto etti. İş araçlarının kullandığı Dağaşan Caddesi ve bağlı yolların trafiğe kapatıldığı eylemde, taş ocaklarının kapatılması talep edildi. Yetkililere çağrı yapan köylüler, adım atılmazsa eylemlerin süreceğini kaydetti.

Şirinevler, Akçiçek, Alemdağ ve Kozanköy muhtarlıkları tarafından düzenlenen eyleme, Dikmen Belediye Başkanı Yüksel Çelebi ile Lapta Alsancak Çamlıbel Belediye Başkanı Fırat Ataser de katıldı.

Eylemde, “Evlerimiz Başımıza Yıkılıyor”, “Köyde Maske Takmak İstemiyoruz”, “Patlamalardan ve Tozdan Bıktık”, “Köy Dediğin Oksijendir, Toz Değil”, “Köyde Yaşıyoruz Ama Temiz Nefes Alamıyoruz”, “Her Gün Depremi Yaşıyoruz”, “Kontrolsüz, Dikkatsiz Kamyonlardan Bıktık”, “Zeytin Ağaçlarımız Tozdan Çok Etkileniyor”, “Organik Sebze Değil, Tozlu Sebze Yiyoruz” yazılı dövizler açıldı.

Şirinevler Muhtarı Serkan Pilli eylemde yaptığı konuşmada, bölgede üç tane taş ocağı işletmesi olduğunu ifade ederek, bir firmaya daha izin verildiği duyumunu aldıklarını belirtti.

Taş ocaklarından çıkan tozların dört köyü etkilediğini dile getiren Pilli, taş ocaklarının gece-gündüz çalıştığını kaydetti. Şirinevler-Kozanköy toprak yolundan günde yaklaşık 300 tane kamyon geçtiğini ifade eden Pilli, tozdan kaynaklı, çok büyük sıkıntı içerisinde olduklarını, köylülerin çamaşırlarını dahi dışarıya asamadığını söyledi.

“Yakında kanser olacağız.” diyen Pilli, patlamalar nedeniyle evlerde çatlaklar meydana geldiğini de kaydetti. Yetkililerin kendilerini dikkate almadığını savunan Serkan Pilli, “Evler başımıza yıkılıyor, ekinlerimiz, ağaçlarımız toz toprak altında… Biz taş ocaklarının kapanmasını istiyoruz.” dedi.

Alemdağ Muhtarı Ömer Tabur da, bölgedeki taş ocaklarının kapanmasını veya kontrollü bir şekilde çalışmasını istediklerini belirtti. Tabur, kamyonların kullandığı Şirinevler-Kozanköy yolunun asfaltlanması da istedi.

“20 yıldır bu eziyeti çekiyoruz.” diyen Tabur, her geçen gün taş ocaklarının arttığını ifade ederek, yetkililerden yardım beklediklerini söyledi. Tabur, köyde kanser vakaları ve astım hastalarının arttığına da dikkat çekti.

Akçiçek Muhtarı Ali Kinsiz de, köylünün toz, topraktan şikayetçi olduğunu dile getirerek, ağır tonajlı kamyonların yollara zarar verdiğini söyledi.

Kozanköy Muhtarı Serkan Alkanat da, yıllardan beri ihmal edilen sorunun hızlı bir şekilde çözülmesi gerektiğini belirtti. Alkanat, devletin, bir an önce işe el atmasını istedi.
Dikmen Belediye Başkanı Yüksel Çelebi de, çeyrek asırdır devam eden sorunun katlanarak büyüdüğünü ifade ederek, muhtarların ve belediyenin bugüne kadar yaptığı çağrıların sonuçsuz kaldığını ve eylemin kaçınılmaz olduğunu söyledi. Çelebi, “Biz bölge halkımızın şikayetçi olduğu her konuda yanlarındayız ve tam anlamıyla destek veriyoruz.” diye konuştu.

Patlatmaların gelişi-güzel olduğunu kaydeden Çelebi, çevrenin tahrip edildiğini belirtti. İnsana, çevreye, yaban yaşamına saygı olmadığını ifade eden Çelebi, bugünkü eylemin de sonuçsuz kalması halinde, eylemleri artıracaklarını kaydetti.

Belediyenin 3-4 ay önce Şirinevler köyünün yarısını asfaltladığını dile getiren Çelebi, koydukları levhalara rağmen gelişi-güzel saatlerde kontrolsüz bir şekilde yolların kullanıldığını ve asfaltların çöktüğünü söyledi. Gerekirse yasal yollara da başvuracaklarını kaydeden Çelebi, konunun takipçisi olacaklarını söyledi.

Yüksel Çelebi, belediye olarak gelecek aydan itibaren Dağaşan Caddesi ve Güngör’e tartı koyup, taş ocaklarının yola çıkardığı kamyonları ölçeceklerini de açıkladı.

Lapta Alsancak Çamlıbel Belediye Başkanı Fırat Ataser de, insan yaşamına etkinin ciddi bir sorun olduğunu belirterek, patlatmaların kontrol altına alınması gerektiğini kaydetti.

Taş ocaklarının çalışma saatlerinin düzenlenerek, pazar günü hiçbir firmanın çalışmaması gerektiğini söyleyen Ataser, tartı konularak, ağır tonaj araçların kontrol edilmesini önerdi. Ağır tonajlı araçlar nedeniyle Kozanköy yolunun “bin beter” durumda olduğunu dile getiren Fırat Ataser, “İstenirse çözüm bulunabilir, yeter ki istek olsun.” dedi.

Bu tip konularda duyarlı olunması gerektiğini belirten Ataser, Kozanköy, Çamlıbel yollarının asfaltlanmasını talep etti. Bölge halkının yanında olduklarını ifade eden Ataser, ellerinden geleni yapacaklarını söyledi.

Öte yandan bölgede taş ocağı işletmeciliği yapan Aşan Group Direktörü Mahmut Dağaştı da eyleme katılarak, açıklama yaptı. Bölgede kesintisiz olarak 23 yıldır taş ocağı işletmeciliği yaptığını kaydeden Dağaştı, bölgede üç tane ruhsatlı işletme olduğunu söyledi.

Patlatmaların Jeoloji ve Maden Dairesi ile polis gözetiminde kontrollü bir şekilde yapıldığını dile getiren Dağaştı, esas sıkıntının iş araçlarının kullandığı yolun toprak olması olduğunu kaydetti. Bölgeye olan ilgi ve sirkülasyonun fazla olmasından dolayı yolu kullanan araçların arttığını ifade eden Dağaştı, “Motosiklet, bisikletle geçin yine toz kalkacak. Bütün mevzu budur.” dedi.

Taş ocağı işletmelerinin gün içerisindeki çalışmalarının kontrol edilmesi gerektiğini kaydeden Dağaştı, “Yeterince kontrol edilmiyoruz.” dedi. Dağaştı, 23 yıldır böyle bir eylem ve şikâyetle karşılaşmadığını söyledi.

Köylülerin haklı olması nedeniyle eyleme katıldığını, amacının, şov olmadığını kaydeden Dağaştı, taş ocaklarının kapatılması talebini eleştirdi.

Dağaştı’nın konuşmasına tepki gösteren köylüler, taş ocaklarının kapatılmasını istedi.

Eylemde, köy sakinleri de söz aldı. Akçiçek köyü sakini Kaan Ürer, iş araçlarının “yarışır” gibi kullanıldığını belirterek, defalarca kaza atlattığını dile getirdi.

Şirinevler köyü sakini Münür Gayi de, kamyonların kullandığı Şirinevler-Kozanköy yolunun trafik açısından çok ciddi tehlike arz ettiğini belirterek, “Bir kaza olacak Allah göstermesin, birileri ölecek. Kamyonlar hiç durmadan birbirini geçer, yarışır. Ben yolu kullanırken çok tedirginim.” dedi.

Taş ocaklarında bazen çok şiddetli patlamalar olduğunu ifade eden Gayi, “Sen patlatma yaptığında, benim evde sallanmamam lazım. Bütün insanlar şikâyet ettiğine göre bir sorun var bu işte demektir.” diye konuştu.

Şirinevler köyü sakini Hediye Kamçılı da, eşini kanserden kaybettiğini, oğlunun ise astım hastası olduğunu ifade ederek, “Oğlumu da kaybetmek istemiyorum. Benim oğlum dört aydır Gönyeli’ye taşındı. Neden benim evladım köyünü terk edip, başka yerde kalsın.” dedi.