24 Kasım 2024
  • Lefkoşa11°C
  • Girne13°C
  • Mağusa11°C
  • İskele11°C
  • Güzelyurt9°C
  • Lefke11°C

GELENEKSEL İPEK ÜRETİMİ, SİBEL TATAR ÖNCÜLÜĞÜNDE HAYATA GEÇEN “KOZADA” PROJESİYLE YENİDEN CANLANDI… SIRADA “KEÇADA” MARKASIYLA KEÇEDEN ÜRÜNLER VAR

Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar öncülüğünde Akçay’da başlatılan “İpeğin Kuzey Kıbrıs’ta Yeniden Doğuşu” projesinin ikinci etabı, Mehmetçik Büyükkonuk Belediyesi bünyesinde Mehmetçik’e bağlı Pamuklu köyünde hayata

Geleneksel ipek üretimi, Sibel Tatar öncülüğünde hayata geçen “Kozada” projesiyle yeniden canlandı… Sırada “Keçada” markasıyla keçeden ürünler var

26 Şubat 2024 Pazartesi 10:03

Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar öncülüğünde Akçay’da başlatılan “İpeğin Kuzey Kıbrıs’ta Yeniden Doğuşu” projesinin ikinci etabı, Mehmetçik Büyükkonuk Belediyesi bünyesinde Mehmetçik’e bağlı Pamuklu köyünde hayata geçti. “Kozada” projesinin ardından, keçeden ürünler için “Keçada” projesine start verdiklerini söyleyen Sibel Tatar, bu marka altında keçeden terlik, şapka, şal gibi ürünler üretmek için harekete geçtiklerini söyledi.

Konuyla ilgili muhabirine konuşan Sibel Tatar, ipek kozasından ürünlerin Kıbrıs Türk kültüründeki yerine işaret ederek, projenin hem unutulmaya yüz tutmuş bu üretime yeniden hayat vermek hem de kadınlara ekonomik özgürlüklerini ele alma şansı vererek güçlendirmek amaçları taşıdığını anlattı.

Bu projelerin, kültüre sahip çıkmak ve turizmi desteklemek yanında, kadınların güçlendirilmesi adına da büyük önem taşıdığına dikkat çeken Sibel Tatar, “Kadını şiddet ve mağduriyetten korumak için en doğru yol onu güçlendirmek, ekonomik gücünü eline almasını sağlamaktan geçer” vurgusu yaptı.

– “Çeliker ‘ipek dokuma yok oldu, tekrar canlandırmalıyız’ dedi”

Projenin fikir annesinin Dervişe Çeliker olduğunu kaydeden Sibel Tatar, nakış konusunda çok tecrübeli olan Çeliker’in birkaç yıl önce kendisine “ipek dokuma yok oldu, tekrar canlandırmalıyız” dediğini anlattı.

Projeyi hayata geçirmek için bir komite kurduklarını ve mekân arayışına girdiklerini dile getiren Tatar, bunu duyan Akçay Muhtarı Uğur Dereliköylü’nün kendilerini köye davet ettiğini ifade etti.

Köye gittiklerinde gösterilen alanın çiftlik olmaya müsait olduğunu gördüklerini söyleyen Tatar, oraya 60-70 bin ipek böceğinin barınabileceği bir çiftlik kurduklarını ve adanın çeşitli bölgelerinden yumurta toplamaya başladıklarını ifade etti. Bu arada, ipek böcekleri konusunda bir gen çalışması yapmak amacıyla Prof. Dr. Özge Özden’le birlikte bir çalışma başlattıklarını ifade eden Tatar, bu sayede gerçek Kıbrıs ipek böceğinden ipek üretmeyi hedeflediklerini anlattı.

İpek böcekçiliğinin her safhasının emek istediğine işaret eden Sibel Tatar, proje öncesi, Türkiye’den konunun uzmanı Dr. Berna İleri’yi ülkeye getirerek gönüllülere böceklerin bakımıyla ilgili eğitim verdiklerini belirtti.

Akçay’da bu çalışmalar sürerken, üretilecek ipekten ne yapacaklarını düşünmeye başladıklarını ifade eden Tatar, ipek kozasından tasarımlar yapan Münüse Ağagil’le çalışmaya karar verdiklerini belirtti.

– “İpek yastık kılıfı gibi ürünler, Avrupa ve Amerika’da büyük talep görür”

Münüse Ağagil’in ipekten çocuk kıyafetleri, tulumlar, yatak çarşafları, yastık kılıfları, şallar, fularlar tasarladığını kaydeden Sibel Tatar, özellikle ipek yastık kılıfı gibi ürünlerin Avrupa ve Amerika’da büyük talep gören ürünler olduğunu kaydetti.

Çıkacak ipek kumaşın renklendirmesini doğal yöntemlerle nasıl yapabileceklerini düşündüklerini ve sonunda Dervişe Çeliker’in fikriyle ipek kumaşları selvi ağacı kovuğu, pancar, lahana gibi ürünleri kullanarak boyadıklarını kaydeden Tatar, “İnanılmaz güzel renkler çıktı” dedi.

Sonraki aşamada dokuma konusunu halletmek için çalışmaya başladıklarını söyleyen Sibel Tatar, “Dokuma aletlerine ihtiyaç vardı. Araştırdık Hatay’dan Tevfik Ustayı bulduk davet ettik” şeklinde konuştu. Akçay’da iki adet büyük tezgâh kurdurduklarını, Tevfik Usta’nın ayrıca bölgedeki kadınlara tezgâhın nasıl kurulacağını ve nasıl dokunacağını öğrettiğini ifade eden Sibel Tatar, dikiş aşamasına Zayder’in de ciddi katkı koyduğunu kaydetti.

Sonraki aşamada ürünler için kutular sipariş ettiklerini, bu kutulara ürünlerin yanında kadın emeği ve ipeğin geçmişini anlatan bilgi notları da konduğunu ifade eden Sibel Tatar, markalarının adını da “Kozada” koymaya karar verdiklerini kaydetti.

Ardından ürünün lansmanını gerçekleştirdiklerini ifade eden Tatar, “Esas güzel olan kısım, işe emek veren kişilerin, orada, o ürünleri askılarda gördüğünde yaşadığı duygu dolu anlardı.” dedi.

– “Kadını şiddet ve mağduriyetten korumak için en doğru yol onu güçlendirmek, ekonomik gücünü eline almasını sağlamaktan geçer”

Bütün bu sürecin arkasında kadına yönelik şiddetle mücadele ve kadının güçlendirilmesi konularında yapılan çalışmalar da olduğunu anlatan Sibel Tatar, “Bir kadını şiddet ve mağduriyetten korumak için en doğru yol onu güçlendirmek ekonomik gücünü eline almasını sağlamaktan geçer” ifadelerini kullandı.

“Kadını ekonomik yönden güçlendirirsek, iş sahibi yaparsak bütün bu mağduriyetlere karşı kendini koruyabilecektir.” şeklinde konuşan Sibel Tatar, kadının üretim yapabilecek bir dal bulması, nasıl üretim yapabileceğini görmesi için tüm malzemeyi sağlayarak, ARGE çalışmasını yaparak, hatta ürünü piyasa sürerek yardımcı olmayı amaçladıklarını belirtti. Tatar “Burada amaç kadının üretmesi ve ekonomik özgürlüğüne kavuşmasıydı.” şeklinde konuştu.

– “Turizm yapabilmek için birçok materyal gerek… Bu materyallerden biri de kültürel ürünler”

“Yıllar önce adamız ipekten, kozadan gelir elde ediyordu, bu ürün ihraç ediliyordu. Yıllar önce hemen her evde bir tezgâh vardı.” diyen Sibel Tatar, konu gündeme gelince birçok kişinin kendilerine “Benim annem evde dokurdu benim kayınvalidem bana tüm çeyizimi kendi dokuyarak yapmıştı” dediğini belirtti.

Projenin, bu kültürün yeniden canlandırılması açısından önemli olduğunu dile getiren Tatar, “Turizm ülkesi olduğunu iddia ettiğimiz KKTC’de turizm yapabilmek için birçok materyal gerek. Bunlardan biri de kültürel ürünlerdir. Lefkaramız, Lapta işimiz var ama ipek de bunun önemli bir parçasıydı. Kıbrıs ipek böceğinden elde edilen ipek, dünyada aranan bir ürün.” şeklinde konuştu.

-“Ürün Ercan’da satışlara başladığı anda ilgi odağı oldu”

Ürün hazır olduktan sonra ilk olarak Ercan Havalimanı’na yerleştirme kararı aldıklarını da anlatan Sibel Tatar, “Çünkü bu hem çok değerli bir ürün hem de bu yolla yabacıların talebini görebilirdik. Ki ürün Ercan’da satışlara başladığı anda ilgi odağı oldu.”

Buradaki satışlardan elde edilen gelirin her ay toplanarak ürünlerin ortaya çıkmasında emeği olan kadınlara dağıtıldığını da kaydeden Sibel Tatar, ürünleri Akçay’da da satışa çıkardıklarını kaydetti.

Sibel Tatar, projeye emeği geçen başta Dervişe Çeliker, Münüse Ağagil, Duriye Dağsever Gürmen, Emete Mavili, Emine Akkor, Dudu Münür, Uğur Dereliköylü olmak üzere herkese teşekkür etti.

-Projenin yeni etabı Mehmetçik’te hayata geçti

Bu arada diğer belediye başkanlarından projenin kendi bölgelerinde de hayata geçmesi için talepler geldiğini anlatan Sibel Tatar “Tek kadın belediye başkanımız, Mehmetçik Belediye Başkanı Fatma Çimen Tuğlu da ‘Sibel Hanım burada da yapsak’ dedi. Mehmetçiğin de çalışkan kadınlarının da methini duymuştum. Üstelik bölgede ciddi miktarda dut ağacı da var.” diyerek, böylece projenin ikinci etabına, elli bin yumurtayla Mehmetçik’te başladıklarını kaydetti.

Sibel Tatar, oraya da bir çiftlik kurduklarını, kullanılmayan tezgahların tamiri için çalışma başlattıklarını ve bölgeye bin adet dut ağacı ektiklerini söyledi.

-Sırada keçe var…

İpek kozasından sonra keçe yapımı için harekete geçtiklerini dile getiren Sibel Tatar, “Mehmetçik’te bir hocamız ‘neden keçeden ürünler yapmıyoruz, koyunlar kuzular kırpıldıktan sonra yünleri çöpe atılıyor’ demişti. Üzerinden birkaç yıl geçti. İpek kozasından sonra bu projeyi de hayata geçirmek için Mehmetçik’i seçtik.” şeklinde konuştu.

İlk etapta elde olan yünleri keçe haline getirip boyadıklarını anlatan Sibel Tatar, satılabilir ürün yapmanın önemine işaret etti, bu bağlamda keçe terlik yapımına yönelmeye karar verdiklerini söyledi.

Ülkedeki sayılı ayakkabı ustalarından Mehmet Meta’nın kendisine ulaşıp sanat okullarında mesleki eğitim vermek istediklerini dile getiren Sibel Tatar, keçe konusu ortaya çıkınca Meta’ya ulaştığını belirtti.

Böylece keçe terlik çalışmasına hız verildiğini kaydeden Sibel Tatar, üretilecek terliklerin üzerine medoş lalesi, cüce fil, cüce su aygırı gibi Kıbrıs’la ilgili motiflerin işleneceğini belirtti.

Bu yeni ürünü de “Keçada” adıyla markalaştırdıklarını anlatan Sibel Tatar, bu marka altında şapka ve şal gibi ürünleri de üretmek için harekete geçtiklerini dile getirdi.

“Şimdiki heyecanımız ekim sonu Keçada lansmanını yapıp oradan elde ettiğimiz ürünleri kış girişinde halkımıza tanıtmak.” diyen Sibel Tatar, projelerin hayata geçtiği Pamuklu köyünün turistik tesislere olan yakınlığına da dikkat çekerek, turistlerin Pamuklu’ya gidip hem tesisleri görebileceği hem de alışveriş yapabileceğine de işaret etti.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA
GÜNCEL HABERLER