Modern pentatlon antik dönemde stadyum etrafında koşu, atlama, disk atma, gülle atma ve güreş şeklinde yapılırken Spartalılar, askerlerin eğitilmesi amacıyla da bu çok branşlı spordan faydalandı.
Fransız pedagog, tarihçi ve sporcu Baron Pierre de Coubertin, "antik pentatlonun" Fransa İmparatoru Napolyon Bonapart dönemine (1804-1814) çeşitli değişikliklere ve güncellemelere uğrayarak geldiğine işaret etmek için destansı bir hikayeden esinlendi.
Hedef vurma (atış), ikili çarpışma (eskrim), binicilik ve atletizm (koşu) dallarına dikkati çeken Coubertin, esinlendiği hikayede Napolyon’un habercisi teğmen, düşman hatlarından geçerken atının devrilmesi üzerine önce tabancası, sonra da kılıcı ile kendisini savunur, yüzerek nehri geçer ve mesajı koşarak yerine ulaştırır.
Güncelleme devam ediyor
Pierre de Coubertin'in 1896 yılında Uluslararası Olimpiyat Komitesini (IOC) kurması ve aynı yıl oyunların ilk defa düzenlenmesinden 18 sene sonra pentatlon, "modern" haliyle organizasyonlarda yer almaya başladı.
Antik şeklinden Coubertin tarafından "modernize" edilen oyun, yeni haliyle ve "modern pentatlon" adıyla ilk defa 1912’de İsveç’te düzenlenen Stockholm Olimpiyatları’nda "tabanca atışı", "eskrim", "yüzme", "binicilik" ve "koşu" olarak uygulandı.
Stockholm Olimpiyatları’ndan sonra oyunlarda sürekli yer alan modern pentatlon, günümüzde Uluslararası Modern Pentatlon Birliği (UIPM) çatısı altında 60 ülkede aktif olarak yapılıyor.
İzlenirliğini artırmak için 90 dakikalık formatla yeniden dizayn edilen modern pentatlonda, UIPM tarafından "binicilik" branşının yerine 2024 yılından itibaren uygulanmak üzere "engel parkuru" disiplini konuldu.
Engel parkuru branşı yarışı da ilk kez bu yıl temmuz ayında Türkiye'de test edildi. Ankara'daki test yarışında yerli ve yabancı 90 sporcu mücadele etti.
Türkiye’de Modern Pentatlon
Modern pentatlon, Türkiye'de Modern Pentatlon Federasyonunun (TMPF), 16 Mayıs 2001 tarihinde kurulmasıyla resmiyet kazandı. Federasyon bünyesinde 4452 erkek, 2605 kadın toplam 7057 lisanslı sporcu faaliyet gösteriyor.
Türkiye, olimpiyatlarda ilk kez 2016 yılında Brezilya'nın Rio kentinde düzenlenen oyunlarda İlke Özyüksel tarafından temsil edildi.
Rio'da yarışları 35. sırada tamamlayan İlke Özyüksel, 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları'nda ise 5. olma başarısını gösterdi.
Modern pentatlon branşında yıldızlar ve gençler kategorisinde birçok rekor ve başarıya imza atan İlke Özyüksel, son olarak Mısır'da düzenlenen Dünya Şampiyonası'nda bireyselde elde ettiği üçüncülükle Türkiye'ye büyükler kategorisinde ilk madalyayı kazandırdı.
"Savaştan çıkmış gibi hissediyorum"
Türkiye'ye branşında tarihi başarılar kazandıran İlke Özyüksel, modern pentatlon sporcusu olmanın zorluğuna ilişkin, "Antrenmanlardan ve yarışmalardan sonra kendimi savaştan çıkmış gibi hissediyorum." dedi.
Modern pentatlonun tarihinin gladyatörlere dayandığını, sonrasında da askerlerin eğitimi için kullanıldığını bildiğini aktaran İlke Özyüksel, yüzme ile başlayan sporculuk hayatına modern pentatlonla devam ettiği için mutlu olduğunu dile getirdi.
"Yaptığınız iş, çalıştığınız alan ne kadar zorsa elde ettiğiniz başarının mutluluğu da o kadar büyük oluyor. Babam yıllarca beni antrenmandan antrenmana taşıdı. Aynı gün içinde yüzmeden, koşuya, eskrimden, atış poligonuna sonra biniciliğe. Yıllardır böyle devam ediyor. Bu branşta çalışmaya ara veremezsiniz, verirseniz, 5 farklı branşta eski durumunuza gelmeniz çok zor olur. Yıllardır çalışıyorum. Zorlandım mı, evet çok zorluk çektim. Ailem, evet onlar da büyük fedakarlıklar yaptı ama sonunda ülkemi olimpiyatlarda temsil ederek ilk olmayı başardım. Madalyalar, rekorlar, branşımda ülkemin tarihine geçmek, en büyük birikimim. Biriktirmeye de devam ediyorum. Çocukluğumdan beri hedefim olimpiyatlarda kürsüye çıkmak. Rio'da 35'inci olmuştum, Tokyo'da 5'incilikle kürsüye çok yaklaştım. 2024 Paris'te kürsüye çıkarak Fransa'dan ülkeme modern pentatlondaki ilk olimpiyat madalyasını getirmek istiyorum."
TRT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.