Avrupa’nın yasaklı enerjisi: Kaya gazı

Kış yaklaştıkça Avrupa'da enerji krizi kendini daha çok gösteriyor. İthal edilen enerjiler yeterli değil. 10 yıl önce ekolojik nedenlerle yasaklanmaya başlanan kaya gazı ise tekrar gündemde. Uzmanlara göre eğer üretim olsaydı Avrupa için ilaç olacak

Avrupa, iklim değişikliğine karşı daha yeşil bir dünya hedeflerken enerji krizine çözüm için kömür ve nükleer enerji gibi kartları tekrar masaya yatırmıştı. Ancak bu seçenekler arasında yasaklı bir enerji türü daha var. Çevrecilerin artan tepkileriyle beraber rafa kaldırılan hatta çıkarılamaması için zor şartlar sunulan kaya gazı üretimi Avrupa’nın tekrar gündeminde.

Kaya gazı, yeraltı ve yüzey sularını kirleterek çevreye verdiği zarar nedeniyle eleştirilen hidrolik kırma ve yatay sondajın bir kombinasyonu yoluyla çıkarılıyor. İklim değişikliği konusunda endişelendiren bu yöntem Avrupa ülkelerinin çevre dostu enerji dönüşüm politikalarına oldukça ters kalıyor.

Avrupa’nın ekolojik stratejilerine ket vuran Rusya-Ukrayna savaşı, bu durumun başrolünü oynuyor. Zira, Rus gazının kesiliyor olması ve depolardaki gazın yeterli gelmeme ihtimali enerji politikalarında alternatifleri değerlendirmeye sevk ediyor.

Kaya gazı alternatifi

Avrupa ülkelerinin kaya gazı politikalarını ve planlarını değiştirip değiştirmeyecekleri artık geniş çapta tartışılıyor. Fakat, Avrupa’nın kaya gazı üretimiyle ilgili politikaları yasaklar ve zor şartlarla sınırlandırılmıştı. Bu engeller nedeniyle Avrupa’da kaya gazı üreten şirketler de uzaklaşmıştı.

Şimdi bu alternatifin değerlendirilmesi için ise ülkelerin teknik altyapıyı geliştirmesi ve Avrupa Birliği’nin çevre yasalarına dolayısıyla AB mevzuatına uygun hareket etmesi gerekiyor. Öte yandan, kaya gazının çıkarılma yönteminin ekolojik zararı nedeniyle bazı ülkelerde getirilen yasakların ve engellemelerin de kaldırılması bir diğer öncelik.

Avrupa’da kaya gazıyla ilgili çevresel endişeler devam ederken, enerji krizi büyüdükçe ABD’den LNG ithalatı da gittikçe artıyor. Ayrıca sadece LNG değil, Avrupa ABD’den kaya gazını da ithal etmeye devam ediyor üstelik bu gaz ABD’de de aynı yöntemle çıkarılıyor.

"Kaya gazı üretimi Avrupa'da engellendi"

Akdeniz Şirketleri Enerji Birliği Petrol ve Gaz Direktörü Doç. Dr. Sohbet Karbuz, on yıl önce Avrupa’da kaya gazı faaliyetlerinin başladığını ancak baskılar dolayısıyla ilerlemediğini anlatıyor. İklim değişikliğiyle mücadelenin artması ise kaya gazının üretiminin engellenmesinin en büyük sebeplerinden biri.

“Bundan on yıl önce kaya gazına karşı duruş oldukça pozitifti. Kaya gazını aramak ve üretmek için çok büyük şirketler bile Avrupa piyasasına girmişti. Yani çalışmalar başlamıştı. Fakat bu çalışmalar devam ederken kaya gazının çevreye olumsuz etkisi olacağını iddia eden yeşiller/çevreciler yoğun bir baskı başlattı.

Özellikle de 2014 yılından sonra bu baskı arttı. O yıllarda Avrupa, iklim konusunu politik ajandasında üst sıralara çıkarmıştı. Bu durumda halkın sesi ve bu baskılar da artınca Avrupa Komisyonu’nun sınırlamaları ve “moratorium” yani engelleme çalışmaları başladı.”

“Üretim yasakları peş peşe geldi”

Karbuz, on yıl öncesine kadar kaya gazı üretim girişimlerinin ABD’den daha çok Avrupa’da olduğunu da belirtiyor. Öyle ki, ilk sondaj kuyusu 2008 yılında Almanya’da açılmış. Yani ilk adım Almanya’dan gelmişse, daha sonra yasaklar peş peşe gelmeye başlamış.

“Fakat çevreye verdiği zarar konusu gündeme gelince ve gösteriler başlayınca ilk olarak 2011’de Fransa çatlatmayı yasakladı. Hidrolik çatlatmayı yasaklamak demek zaten kaya gazını çıkarmayı yasaklamış oluyorsunuz demek.

2017 yılında Almanya’da, 2019 yılında İngiltere yasakladı. Ve peş peşe yasaklar gelmeye başladı. Ama aslında bu durum olayın politik tarafı.

Bir de jeolojik tarafı var. ilk yapılan faaliyetlerin ardından Avrupa'daki rezerv yapılarının Amerika'dan çok daha zor olduğunu ortaya çıkarmıştı.”

“Ağır vergiler büyük şirketleri uzaklaştırdı”

Karbuz, kaya gazı üretiminin gelişememesinin ticari bir yönünün yüksek vergiler olduğunu belirtiyor. Ayrıca, teknik ekibin de olmaması şirketleri ülkelerden uzaklaştıran bir diğer sebep.

“Ticari olarak bakarsak da vergiler yükseldi. En çok rezerv Polonya, Ukrayna ve İngiltere'de vardı.

Polonya’da bir sürü dev şirket faaliyet gösteriyordu. Fakat Polonya, kaynakları çok olduğu için üretim çok olur diye oyunun kurallarını oyunun ortasında değiştirdi. Ve şirketlerden alınacak vergi oranlarını yükseltme yoluna gitti. Bu da şirketlerin şevkini kırdı.

Avrupa’da bu konuda gelişmeyen başka bir sorun daha vardı. Kaya gazı sektörüne hizmet veren teknik ekip ve aksam yetersizdi. Şirketleri zorlayan bir diğer durum da buydu. Fakat bu zaman içinde geliştirilebilirdi. Fakat artırılan vergiler şirketleri uzaklaştırmaya başlamıştı. Bu yüzden şirketler Polonya’dan, İngiltere'den ve Ukrayna'dan çıktı.”

“ABD’de de toprak sahibi madeninin de sahibi”

Öte yandan, kaya gazıyla ilgili ABD ve Avrupa’da farklı olan bir hukuksal boyut da var diyor Karbuz.

“ABD’de toprak sahibi toprak altındaki minerallerin ve madenlerin de sahibidir. Bahçenizde petrol bulursanız o petrol sizindir. Ama Avrupa'da durum böyle değil, yasal süreçler çok daha fazla ve çetrefilli.”

“Kaya gazı üretimi güzel ilaç olurdu”

Kaya gazının yasaklandığı dönem Avrupa’nın gaza ihtiyacı yoktu diyor Karbuz. Zaten fosil yakıtlardan da uzaklaşılmaya çalışıldığından uygun bir adım olduğunu söylüyor. Fakat bu dönemki enerji krizine kaya gazı üretimi ilaç olabilirdi.

“Avrupa’da gaz bolluğu vardı. Politikaları gereği zaten fosil yakıt olduğu için doğal gazdan da çıkılması planlanıyordu. Paris Anlaşması'ndan sonra bu fikir de iyice empoze edildi. Fakat kaya gazı üretimi yapılsaydı, yıllık en fazla 20 milyar metre küpe kadar olacağı konuşuluyordu. Şu an bakıldığında bu miktar Avrupa için güzel bir ilaç olurdu.”

“Avrupa yerli kaynaklara dönmek zorunda”

Karbuz, kaya gazı üretiminin tekrar Avrupa’da gelişmesi ve ilerlemesinin pek mümkün olduğunu düşünmediğini de ekliyor. Bazı ülkelerin yerli kaynaklara yöneldiğini ve arama çalışmalarına izin vereceğini de belirtiyor.

“Avrupa ülkelerinin fosil yakıtlardan uzaklaşması, denizde petrol ve gaz aramalarını da son derece zorlaştırmıştı. Mesela İtalya’da Meloni iktidara gelmeden önce arama faaliyetlerine tekrar başlatacaklarını söylemişti. Çünkü şu anda Avrupa'daki doğal gaz özelinde gördüğümüz enerji krizini dışarıdan ithal edilen doğal gaz ve LNG ile çözmek mümkün değil. Bir şekilde mevcut kaynakları yani yerli üretimi artırmak zorunluluktur.” 

TRT

Dünya Haberleri

Dünya Bankası Türkiye’nin elektrik altyapısına 1,5 milyar dolar yatırım yapacak
Erdoğan, NATO Genel Sekreteri Rutte’yi kabul etti
KKTC ve Azerbaycan’daki Reklamcılık örgütleri işbirliği protokolü imzaladı
TC Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin ile telefonda görüştü
Başta Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlu olsun….