Bursa'daki terör saldırısının 4 sanığı için 913'er yıla kadar hapis istendi

Bursa'da geçen yıl infaz koruma memuru Cengiz Yiğit'in şehit olmasına, 23 ceza infaz kurumu personelinin yaralanmasına neden olan terör saldırısına ilişkin 4 sanık hakkında 913'er yıla kadar hapis cezası istendi.

20 Nisan 2022'de Bursa E Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumuna giden infaz koruma memurlarını taşıyan otobüsün geçişi sırasında yaşanan terör saldırısına ilişkin soruşturma tamamlandı.

Cumhuriyet Başsavcılığınca "Devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma", "tasarlayarak kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle bombalama suretiyle tasarlayarak öldürme ve öldürmeye teşebbüs", "tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme", "kamu malına zarar verme", "mala zarar verme" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından sanıklar Seda Baykan, Dilek Arsu, Mehmet Mustafa Uzkar ve Cebrail Gündoğdu için 913'er yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame, Bursa 8. Ağır Ceza Mahkemesine sunuldu.

Mahkemenin incelemesini sürdürdüğü iddianamede, el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu yaralananlar ile tanık ifadelerine yer verildi.

"Servis aracı henüz hızlanmamışken sağ tarafta büyük bir patlama oldu"

Saldırıda yaralanan infaz koruma memurlarından F.K. ifadesinde, olay günü ilk önce başka bir servise bindiğini, ancak yer olmadığından araçtan indiğini anlatarak, "Benimle birlikte ayakta yolculuk yapan hatırladığım kadarı ile 2 ceza infaz çalışanı yer olmadığı için arkadan gelen diğer servis aracına binmek için araçtan indi. Yaklaşık iki dakika sonra mavi renkli uzun otobüs şeklinde olan servis aracı geldi ve bu araca bindik. Serviste yaklaşık 20-25 kişi bulunmaktaydı. Yol cebinden çıkarken servis aracı henüz hızlanmamışken sağ tarafta büyük bir patlama oldu, aracın camları parçalandı. Ambulanslar yaralı olan arkadaşlarımızı alarak hastanelere götürdüler." dedi.

Servis şoförü C.G. de olaydan önce servis aracını takip eden herhangi bir şüpheli ya da araç görmediğini belirtti.

Kentteki tüm güvenlik kameraları incelendi

İddianamede, patlamadan hemen sonra ivedilikle saldırıyı gerçekleştiren şahısların tespiti amacıyla yoğun bir araştırmaya başlandığı, özellikle çevrede bulunan kamera görüntülerinin incelendiği ve sosyal medya üzerinden patlamaya ilişkin araştırmalar yapıldığı aktarılarak, "Patlamayı Devrimci Karargah, DKP/BÖG, MKP, MLKP, MLSPB, TİKB, TKEP-L, TKP/ML ve PKK/KCK/YPG" silahlı terör örgütlerinin birlikte oluşturduğu HBDH terör örgütünün üstlendiği kaydedildi.

Yapılan araştırmalarda, öncelikle el yapımı patlayıcının konulduğu aydınlatma direğini gösteren görüntülere ulaşılmaya çalışıldığı kaydedilen iddianamede, şu ifadeler yer aldı:

"Bu kapsamda yapılan araştırmalarda, olaydan bir gün önce akşam saatlerinde EYP'nin konulduğu aydınlatma direğinin yakınında dolaşan bir kadın şahsın belirlendiği, İl Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce söz konusu şahsın, hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçu nedeniyle başka bir soruşturmada yakalama kararı bulunan Seda Baykan olduğu belirlendi. Bunun üzerine şüphelinin olay tarihinden önce ve sonra yapmış olduğu hareketlerin takibi için hemen hemen şehirdeki tüm güvenlik kamerası görüntüleri incelendi ve şüpheliyle hareket eden, yine hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yakalama kararı bulunan Dilek Arsu'ya ulaşıldı."

İddianamede, şüphelilerin patlamadan 10 ay önce Bursa'ya geldiklerinin tespit edildiği vurgulanarak, "Zanlıların eylem yapmak amacıyla keşif faaliyetlerinde bulundukları, Gülbahçe Mahallesi'nde bulunan bir evi kiraladıkları ve burada kalmaya başladıkları belirlendi. Şüphelilerden Dilek Arsu'nun kendisini Rüya, Seda Baykan'ın ise Aysun olarak tanıttığı tespit edildi." ifadesi kullanıldı.

Kiraladıkları evin sahibini kandırmışlar

Şüphelilerin ev sahibi kadın R.A. da iddianamedeki ifadesinde, 2021'in haziran ayında Dilek Arsu ve Seda Baykan'ın kendilerini farklı isimle tanıtıp evi kiraladığını anlatarak, şunları söyledi:

"Dilek bana, Seda'nın yeğeni olduğunu söyledi. Millet Mahallesi'nde bir evde hasta baktığını anlattı. Seda ise arkadaşının kreş açacağını, bu nedenle onun yanına zaman zaman gideceğini söylüyordu. Geçen sene Kurban Bayramı'nda kurbanımı kestikten sonra bu şahıslara et vermek istedim. Kapılarını çaldım. Kapıyı Dilek açtı. Ne yaptıklarını sordum? Dilek bana erkek kardeşinin geldiğini, oturduklarını söyledi. Samimiyetimiz ilerledikçe ben şahıslara telefon neden kullanmadıklarını sordum. Seda bana beyninde tümör olduğunu, bu nedenle telefon kullanmadığını söyledi. Dilek ise telefonunu bozulduğunu, yaptırmak için kardeşine verdiğini, yine hasta baktığı için kendisine telefonun yasaklandığını anlatıyordu."

R.A, iki sanığın saldırıdan bir gün önce evi boşalttığını bildirerek, "Eşyaları sattıktan sonra Dilek bana teyze bu gece sende misafiriz dedi. Daha sonra Seda 01.00'de yatacağını söyleyerek yanımızdan ayrıldı. Ben ve Dilek oturmaya devam ettik. Dilek de 01.30'da yatmak için odaya geçti. Bana 'beni sahura kaldırırsın ama Seda'yı kaldırma' dedi. Daha sonra ben sahuru hazırladım. Dilek ile sahuru yaptık. Ben o gece hiç uyumadım." dedi.

Sabah sanıklarla fotoğraf çektirmek istediğini belirten R.A, "Şahıslara 'yanıma gelin fotoğraf çekinelim hatıra olsun' dedim. İlk önce çekinmek istemediler. Ben ısrar ettim. Bunun üzerine Dilek telefonu aldı. Kendine doğru tuttu. Fotoğraf çekip çekmediğini bilmiyorum ancak 'ben kara çıktım, bir daha gelişimde çekiniriz, ben zaten haftaya geleceğim' dedi. Ben de bunun üzerine bir şey demedim. Fotoğraf çekemedik." beyanında bulundu.

Zanlıların her hareketi analiz edildi

Şüpheli iki kadının olay öncesinde, sırasında ve sonrasında tespit edilen ve kameralara yansıyan hareketlerinin kronolojik sıralaması da iddianamede yer aldı.

İddianamede, Seda Baykan'ın patlamadan bir gün önce üzerinde koyu renkli başörtüsü, yüzünde beyaz maske, siyah sırt çantası, koyu renkli pardösü, kırmızı pantolon ve içerisinde EYP'nin olduğu değerlendirilen beyaz bez çanta ve yine sol elinde siyah bir şemsiye ile yürüdüğünün görüldüğü belirtildi.

Sanığın EYP taşıdığı çantayla gün boyu 5 toplu taşıma aracı kullanarak olay yerine gittiği ve deşifre olmamak için kıyafet değiştirdiği aktarılan iddianamede, Baykan'ın patlayıcıyı olay yerine bırakmadan önce insan yoğunluğunun azalması için güneşin batmasını ve iftar saatinin gelmesini beklediği kaydedildi.

İddianamede, sanığın EYP'yi bıraktıktan sonra gizliliği sağlamak ve takibi zorlaştırmak amacıyla baş örtüsünü, üzerindeki uzun siyah kabanı ve özel olarak dikildiği değerlendirilen askılı eteği çıkararak yanında bulunan bez çantaya koyduğu anlatıldı.

Saldırının gerçekleştiği 20 Nisan'da ise Seda Baykan'ın çeşitli aktarmalar yaparak saat 07.41 sıralarında patlamanın gerçekleştiği yerin karşı tarafına ulaştığı, burada beklemeye başladığı, ceza infaz kurumuna ait servis aracının geçişi sırasında uzaktan kumandalı düzenekle EYP'yi infilak ettirdiği bilgisi verilen iddianamede, sanığın daha sonra olay yerinden hızla uzaklaşarak kendisine yönelik takibi zorlaştırmak amacıyla çok sayıda toplu taşıma aracı kullandığı ifade edildi.

Saklandıkları evlerde sanıklara ait biyolojik örneklere rastlandı

İddianamede, haklarında yakalama kararı çıkarılan sanıklar Seda Baykan ve Dilek Arsu'nun İzmir'in Dikili ilçesinde eylem hazırlığı içerisinde bulundukları ve hücre evinde saklandıkları yönünde bilgiler edinilerek Mehmet Mustafa Uzkar ile yakalandıkları aktarıldı.

Sanıkların sahte kimliklerden şüphelenilmemesi için yanlarında aynı isimle bankamatik ve müze kartı bulundurduğuna işaret edilen iddianamede, hücre evinde ele geçirilen malzemeler ve şüpheli Mehmet Mustafa Uzkar'ın elektrik-elektronik işlerinden anlayan biri olduğu dikkate alındığında EYP ve uzaktan kumandanın şüpheli tarafından yapıldığının değerlendirildiği belirtildi.

Sanıklar Seda Baykan ve Dilek Arsu'nun yakalandıktan sonra susma hakkını kullandığı, Uzkar'ın ise savunma yaptığı bilgisine yer verilen iddianamede, Cebrail Gündoğdu'nun da Menemen ilçesinde yakalandığı ve saklandıkları evlerde sanıklara ait biyolojik örneklere rastlandığı, bomba yapımına yönelik dijital materyaller ele geçirildiği kaydedildi.

El yapımı patlayıcı Balıkesir'in Edremit ilçesinde hazırlanmış

İddianamede, şüpheliler Seda Baykan ve Dilek Arsu'nın saldırı için keşif yaptıkları sırada Mehmet Mustafa Uzkar ve Cebrail Gündoğdu'nun Balıkesir'in Edremit ilçesindeki hücre evinde patlamaya neden olan el yapımı patlayıcıyı hazırladıkları, saldırıdan sonra izlerini kaybettirdiklerini düşünen sanıkların başka eylem arayışına girdikleri ve bu amaçla İzmir'de eylem yapmaya karar verdikleri anlatıldı.

TRT

Türkiye Haberleri

Balıkesir açıklarında 64 düzensiz göçmen kurtarıldı
Cumhurbaşkanı Erdoğan Togg'un direksiyonunda: Türk Sanat Musikisini nereden dinleyeceğiz?
Devrilerek alev alan tırda sıkışan 2 kişi öldü
İzmir açıklarında 32 düzensiz göçmen kurtarıldı
Bakan Çavuşoğlu, Japon mevkidaşı Hayashi ile görüştü