AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MYK toplantısı sonrası gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Sözcü Çelik, Türkiye Futbol Federasyonu'nun İstanbul Riva'daki binasına düzenlenen silahlı saldırıyla ilgili şunları söyledi:
"Türkiye Futbol Federasyonu'na bir saldırı olduğu haberi vardı. Sayın Büyükekşi ile görüştüm. Geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Şu anda tabii elimizde bir bilgi yok. Daha yeni bu olay gerçekleşmiş. Bunun tabii emniyet ve adliye bütün boyutları ortaya çıkaracaktır. Sayın Başkan'a geçmiş olsun dileklerimi ilettim."
TFF binasına silahlı saldırı
Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) Riva'daki Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri'nde yönetim kurulunun toplantı yaptığı sırada silahlı saldırıda bulunuldu.
TFF binasında başkanlık ofisi ve hemen alt katında bulunan yönetim kurulu odasına 7 kurşun isabet ettiği öğrenildi.
Saldırıda yaralanan olmadı
Gerçekleştirilen saldırıda kimsenin yara almadığı ve kamera kayıtlarının incelendiği aktarıldı.
Riva Tesisleri'nin hemen yakınındaki derenin kenarından binaya ateş açıldığı ve 7 kurşun isabet ettiği ve olay yerine intikal eden güvenlik güçleri TFF binasındaki bütün kameraları incelemeye aldı.
'Tahıl Koridoru Antlaşması'nda 'Ambargo deliniyor' tutumu barışı istemeyen adresler'
Çelik tahıl koridoru anlaşmasıyla ilgili şunları söyledi:
"Taşınması gereken 22 milyon ton gıda var. Bu, dünyada bir gıda krizinin ortaya çıkmaması için çok önemli. Fakat tüm bunlar yapılırken her zaman olduğu gibi bazıları 'Türkiye Rus ambargosunu deliyor' şeklinde bir kara propaganda ile bütün bu barış süreçlerini sabote etmeye çalışıyor. Burada hedef alınan şey Türkiye değildir, Türkiye'nin ortaya koyduğu bu müzakereci diplomasiyi devreye sokan ve sonuç alan iradedir. Eğer ortada bir barış ihtimali olacaksa da göreceğiz, Türkiye'nin önderlik ettiği bu inisiyatifler sayesinde barışın taşları döşenecek, barış böyle bir platformun üzerine oturacaktır. Dolayısıyla biz bu Tahıl Koridoru Antlaşması'nda Türkiye'nin ortaya koyduğu tutumu 'Ambargo deliniyor' şeklinde sunanların barışı istemeyen, barışı sabote etmek isteyen adresler olduğunu görüyoruz. Bu adresleri de not ediyoruz, bunlarla ilgili mücadelemizi sürdüreceğiz."
"Uçaklarımıza radar kitlemesi yapılması düşmanca yaklaşımdır"
Çelik, Yunanistan’ın Türk jetlerine S-300 Hava Savunma Sistemi tarafından radar kilidi atmasıyla ilgili şunları söyledi:
"Uçaklarımıza Girit Adası'nda konuşlandırılmış S-300'ler vasıtasıyla radar kilitlemesi yapılması, NATO standartlarına göre düşmanca bir hareket olarak tanımlanır. Uçaklarımıza radar kilitlemesi yapılmasının NATO literatüründeki adı 'düşmanca harekettir'. Şimdi bir NATO ülkesinin Türkiye gibi büyük bir NATO ülkesinin uçaklarına bir radar kilitlemesi yapması haddini aşmanın ötesinde, NATO birliklerine dönük düşmanca bir yaklaşımdır. Üstelik burada Türkiye S-400'leri aldığı için bu kadar gürültü çıkaranların dikkat etmesi gereken bir çelişki vardır. Türkiye S-400 aldığı için F-35 programından diğer alanlara kadar Türkiye'ye eleştiri getirenlerin, bir NATO ülkesi olan Türkiye'nin NATO içerisinde görev yapan hava kuvvetlerine ait uçaklara Yunanistan'ın S-300 sistemleri ile radar kilitlemesi yapmasındaki çelişkiyi net bir şekilde görmeleri gerekir.
Burada hem hava sahamızı hem deniz sahamızı hem de gayri askeri statüdeki adalara dönük olarak Yunanistan'ın ortaya koyduğu tavrın herhangi bir şekilde hukukla bir alakası bir bağlantısı yoktur. Hak ve menfaatlerimize alakadar olduğumuz meşru ve hukuki meselelerimize kadar tüm bunlarda taciz eden taraf Yunanistan olarak gündeme gelmektedir. Dolayısıyla Yunanistan NATO angajman kurallarına göre düşmanca hareket olarak tanımlanan bir tutumla Türk Silahlı Kuvvetlerine dönük olarak bir yaklaşım sergilemektedir."
Yunanistan'ın taciz eylemlerine susanlara tepki
Türkiye'yi S-400 aldığı gerekçesiyle eleştirenlerin Yunanistan'ın elindeki S-300'lerle radar kilitlemesine karşı seslerini duymak istediklerini vurgulayan Çelik, "Türkiye konusunda haksız yere seslerini yükseltenlerin Yunanistan'ın bu haksız eylemi karşısında ve sistematik olarak devam eden taciz eylemleri karşısında suskunluğu çifte standartın ötesinde bir anlam ifade eder. Sonuçta hava kuvvetlerimiz gereken karşılığı vermiştir. Radar kilitlemesi ya da başka düşmanca hareketler bertaraf edilmiştir ve boşa çıkarılmıştır" dedi.
Çelik, Türkiye ile Yunanistan arasındaki meselelerin sahada değil, müzakere ve diplomasi masasında rahatlıkla çözülebileceğini belirterek, şöyle konuştu:
"Türkiye büyük bir diplomasi devletidir, bu mesele radar kilitlemesi ile çözülecek bir mesele değildir. Bu mesele diplomasinin imkan ve kabiliyetleri ile çözülecek bir meseledir. Bununla ilgili olarak Türk diplomasisinin, Türk devlet geleneğinin çözüm kapasitesi yüksektir, çözüm formülleri de vardır. Ama çözüm istemedikleri için sürekli olarak bunu gündeme getirmektedirler. Sahadaki bu hareketlerinin tehlikeli sonuçları olabilecektir, bugün dünyanın hiç istemediği, hiç arzu etmediği bir şeydir bu. O yüzden Yunan makamlarına sağduyulu davranmalarını, diplomasiye önem vermelerini, tehdit, taciz, radar kilitlemesi ya da it dalaşı denilen bu hareketlerden literatürde bu şekilde kullanılan bu hareketlerden uzak durmalarını, uluslararası hava sahasında uçan Türk uçaklarına karşı sanki Yunan hava sahasında uçuyormuş gibisinden bir yalan propagandayla değerlendirme yapmalarını bırakmalarını tavsiye ediyoruz."
Ne olmuştu?
Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, Hava Kuvvetleri Komutanlığına bağlı F-16’ların 23 Ağustos’ta Ege ve Doğu Akdeniz’de uluslararası hava sahasında gerçekleştirdiği görev uçuşları sırasında müttefiklik ruhuyla bağdaşmayan büyük bir olay yaşadığını şu sözlerle duyurmuştu:
"Görevdeki Türk jetleri, Girit Adası’nda konuşlu Yunanistan’a ait Rus yapımı S-300 Hava Savunma Sistemi tarafından taciz edildi. S-300 sistemine ait hedef takip ve füze güdüm radarı Rodos Adası batısında 10 bin feet irtifada keşif görevindeki F-16 ‘ya yerden havaya füze kilidi attı. Taciz bir süre devam ederken yaşanan olay, Yunanistan’ın söz konusu bataryaları aktif olarak kullandığını da ortaya çıkardı. Uçaklar bu düşmanca harekete rağmen planlı görevlerini tamamlayarak üslerine emniyetle döndü."
"Batı ülkeleri çift taraflı bir politika sergiliyor"
Füze radar kilidi atılmasına yönelik olayların NATO Angajman Kuralları sistemine göre “düşmanca hareket” olarak ifade edildiği vurgusu yapan güvenlik kaynakları, Türkiye’nin bölgesel hava savunmasını ve güvenliğini daha etkin hale getirmek maksadıyla S-400 sistemi tedarik etmesinin ardından bazı NATO ülkeleri ve ABD tarafından gösterilen tavrı hatırlatmıştı.
Yunanistan’ın söz konusu sistemin bir önceki versiyonunu 23 sene önce tedarik ettiğine dikkati çeken kaynaklar, NATO müttefiki bir ülkenin savaş uçaklarına Rus yapımı S-300 sistemi ile kilit atmasının NATO’nun müttefiklik ilkelerine aykırılı olduğu ve batı ülkelerinin bu konuda çift taraflı bir politika sergilediği değerlendirmesinde bulunmuştu.
Yunanistan ilk denemeyi 2013’te yaptı
Rus yapımı S-300 sistemi 1997-1998 yıllarında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından Kıbrıs’a konuşlandırılmak istenmiş ancak Türkiye’nin itirazları sonrasında 1999 yılında Yunanistan’ın Girit Adası’na konuşlandırılmıştı.
Yunanistan’a ait S-300 Hava Savunma Sistemi, 4 sistem ve 8 fırlatma rampasından teşkil edilmiş olup füze menzili yaklaşık 80 mildir. Yunanistan, sistemin ilk denemesini 2013’teki “White Eagle” tatbikatında yapmıştı.
NATO'dan yeni paylaşım
Çelik, NATO'nun 30 Ağustos paylaşımını silmesiyle ilgili şunları söyledi:
"NATO, silahlı kuvvetler günü olarak yeniden yayınlamışlar. Rahatsızlığımızın NATO tarafından gereğinin yapıldığı sonucuna varabiliriz."
TRT