Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle;
Değerli il başkanlarımız, kadın ve gençlik kollarımızın kıymetli il başkanları, kıymetli belediye başkanlarımız ve il genel meclis başkanlarımız, değerli dava ve yol arkadaşlarım hepinizi en kalbi duygularımla hasretle muhabbetle selamlıyorum. Yapacağımız istişarelerin ülkemiz, milletimiz ve şehirlerimiz için hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum. Partimizin kuruluşunun 21. yıl dönümüne kavuşmanın haklı gururunu yaşıyoruz. İnşallah bu akşam düzenleyeceğimiz geniş katılımlı bir toplantıyla hem 21. yaşımızı kutlayacak hem de 21 yılın kısa bir değerlendirmesini yapacağız. Yine bu toplantıda ülkemizin geleceğine dair hedeflerimizi, ideallerimizi bir kez daha milletimizle paylaşma imkanı bulacağız.
"Geride kalan 21 senenin her anı, her günü mücadeleyle geçti"
AK Parti olarak 21 sene önce milletimizin umudu olarak kurulmuş kutlu bir davanın günümüz deki temsilcileri olarak yola revan olmuştuk. Hamdolsun aradan geçen süre zarfında kurucu değerlerimizden bizi biz yapan kadim prensiplerden taviz vermeden yolculuğumuzu sürdürdük. Geride kalan 21 senenin her anı, her günü mücadeleyle geçti. İlk günden itibaren vesayet odaklarından devlet içine çöreklenmiş çetelere, kimi medya organlarından karanlık lobilere, terör örgütlerinden darbe heveslilerine kadar millet ve memleket düşmanlarının hedefi olduk. Cumhuriyet mitinglerinden Gezi Olaylarına, 17-25 Aralık girişiminden 15 Temmuz darbe teşebbüsüne kadar milli iradeye kasteden tüm saldırıları milletimizle omuz omuza vererek beraberce püskürttük.
"Hayata geçirdiğimiz reformlarla sessiz bir devrime imza attık"
Yasakçılara rağmen milletimizin özgürlük alanlarını genişlettik. Terör örgütlerine rağmen güvenliği ve adaleti tahkim ettik. Vesayetçilere rağmen milli iradenin üstünlüğünü bu ülkede biz hakim kıldık. Milletin kesesinden geçinen tüfeğilere rağmen ekonomimizi her yıl büyütmeyi başardık. Batıya lejyonerlik yapmayı marifet sanan içimizdeki mandacılara rağmen dış politikamızı güçlendirdik, itibar ve özgüven kazandırdık. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi başta olmak üzere hayata geçirdiğimiz reformlarla sessiz bir devrime imza attık.
"Kast sistemine biz son verdik"
Türkiye bizim dönemimizde sadece ayağına vurulmuş asırlık prangalarını kırmadı, aynı zamanda mevcut sistemin merkezine yerleştirilmiş kast düzeninden de kurtuldu. Yıllarca bu millete kendi öz yurdunda parya muamelesi yaptılar. Yıllarca bu milletin çocuklarının okumasını, üniversiteye gitmesini, belli konumlara gelip belli meslekleri yapmasını suni sebeplerle engellediler. Sen işçisin işçi kal, sen köylüsün köyünde kal, sen fakirsin fakir kal dediler. Darbe dönemlerinde sermayeyi renklere bölerek ülkemizin gelişmesini, büyümesini, dünyada hak ettiği yeri almasını sabote ettiler. Kadınlarımızın başörtülü, başörtüsüz diye ayrımcılığa uğradığı, evlatlarımızın kılık kıyafetlerinden dolayı üniversite kapılarından kovulduğu, gençlerimizin okullarından dolayı adaletsizliğe maruz kaldığı, temel hak ve hürriyetlerin belli toplum kesimlerine yalnızca elitlere mahsus imtiyazlar olarak görüldüğü işte bu kast sistemine biz son verdik.
Devletin, siyasetin, bürokrasinin ve iş dünyasının kapılarını hangi kökene, bölgeye, siyasi görüşe sahip olursa olsun bu ülkenin tüm evlatlarına biz açtık. Elini vicdanına koyan herkes kabul edecektir ki bugünün Türkiye'si 21 yıl öncesine göre daha demokratik, daha özgür, fırsat eşitliğinin olduğu bir Türkiye'dir. Bugün 2002'ye göre daha huzurluyuz, daha müreffeh bir Türkiye var.
"Bugün kalkınma ve insani yardımlarda dünyaya örnek olan örnek gösterilen bir Türkiye var"
Bugün milli menfaatlerini Birleşmiş Milletler ve NATO dahil her zeminde korkusuzca savunan netice alan diplomasisi etkili bir Türkiye var. Bugün kendi kendine çıkardığı krizler içinde boğulan değil en zor şartlarda dahi büyümesini sürdürerek herkesin önüne geçen bir Türkiye var. Bugün IMF kapılarında borç dilenen değil kalkınma ve insani yardımlarda dünyaya örnek olan örnek gösterilen bir Türkiye var. Bugün kendi milli güvenliği için yurt içinde ve dışında hiç kimsenin icazetini aramadan operasyon düzenleyen, ordusu güçlü bir Türkiye var.
Bugün eğitimden enerjiye, ulaştırmadan sağlığa, savunma sanayiinden teknolojiye her alanda tarih yazan, destan yazan, gıpta ile takip edilen bir Türkiye var. Bütün bunlar ayakları bu topraklara basan milletin değerleriyle barışık, ehil kadrolar elinde Türkiye'nin neleri başarabileceğinin işaretidir. Bunlar aynı zamanda yıllarca ötelenen kenarda tutulan sistemin dışına itilen ülkemizin potansiyelinin büyüklüğünün en somut göstergesidir. Hiç şüphesiz bu başarıların tamamı hepimizindir, hepimizin esedidir. Elbette tüm bu başarılarda 21 yılda girdiğimiz her seçimde desteğini, hayır duasını bizden esirgemeyen aziz milletimizin çok büyük payı var. Hep söylüyorum ne yaptıysak, neyi başardıysak önce Allah'ın yardımına sonra mensubu olmaktan iftihar ettiğimiz milletimizin desteğine borçluyuz.
Bu hakikati hem kendimize hem de farklı kademelerde görev yapan yol arkadaşlarımıza sık sık hatırlatıyoruz. Buralara nerelerden ve nasıl geldiğimizi bu makamlarda niçin oturduğumuzu, omuzlarımızdaki yükün ne kadar ağır bir yük olduğunu bir an olsun unutmamalı, unutturmamalıyız. Elde ettiğimiz her başarının gerisinde Rabbimizin inayeti ve milletimizin destiği olduğunun bilinciyle, hep daha çok çalışmamız, daha çok gayret göstermemiz gerekiyor. Unutmayın hesaba çekilmeden nefsinizi hesaba çekin buyuran bir inancın mensupları olarak son 21 yılda ülkemize kazandırdıklarımıza baktığımızda Rabbimize hamdediyoruz. Bizlere bu aziz millete hizmet etme, hizmetkar olma şerefi bahşettiği için. Mazlum ve mağdurlara sahip çıkma imkanı verdiği için mevlaya hamdediyoruz.
Bu vesileyle partimizin kuruluşundan itibaren davamıza destek olmuş, omuz vermiş, katkı sunmuş, teşkilatlarımızda görev almış herkese tüm yol arkadaşlarıma buradan teşekkür ediyorum. Darı bekaya uğurladığımız büyüklerimizin, abilerimizin, dostlarımızın hepsine de mevladan rahmet ve mafiret niyaz ediyorum. Geride hoş bir sada bırakarak bu dünya yolculuğunu tamamlayan bu kardeşlerimizin emaneti olan AK Parti sancağını daha da yüceltmeye, davamıza, ülkemize ve şehrimize aşkla hizmet etmeye devam edeceğiz. Rabbim sevgimizi, dayanışmamızı, kardeşliğimizi daim eylesin diye dua ediyorum.
Değerli yol ve dava arkadaşlarım, yapmak, imar ve ihya etmek zor. Yıkmak, yok etmek kolaydır. Bu gerçeği merhum Mehmet Akif bir asır önce şöyle anlatıyor; Gel yıkalım şu Süleymaniye'yi desen, iki kazma kürek iki de ırgat yeter. Hadi gel yapalım geri şunu desen bir Sinan gerek bir de Süleyman. Evet öyle kolay değil bu çarpıcı hakikati 2019 Mahalli İdareler Seçimlerinde el değiştiren belediyelerin beceriksizliğinden savunma sanayiindeki gururumuz olan İHA, SİHA ve Akıncılara yönelik tehditlere kadar her alanda görüyoruz. Bu hakikati gönüllü kuruluşlarımızı hedef alan linç kampanyalarında her gün dozu biraz daha artırılan hesaplaşma çağrılarında, 28 Şubat bakiyesi kimi kendini bilmezlerin başörtülü kadınlarımıza yönelik hezeyanlarında görüyoruz. Milletimize kurşun sıkmış FETÖ'cü alçaklarla fotoğraf verme yarışından bölücü örgütün uzantılarıyla iş birliği yapma pervasızlıklarına kadar pek çok alanda bunu görüyoruz.
"Bu ülkenin en büyük açığı yerli ve milli muhalefet açığıdır"
Son 21 yılda yaşanan onca değişime rağmen millete tepeden bakan üstenci CHP zihniyeti yerinde saymayı sürdürüyor. Türkiye'nin katettiği onca mesafeye rağmen CHP ve yandaşları değişmemekte, kendilerini yenilememekte ısrar ediyor. Daha önce de farklı vesilelerle ifade ettim bu ülkenin en büyük açığı demokrasiyi içselleştirmiş, milletin değerleriyle barışmış, yerli ve milli muhalefet açığıdır. Bu ülkenin en önemli sorunlarından biri siyasetin tabiatında var olan rekabeti husumetten ibaret gören kutuplaştırıcı siyaset tarzıdır. Tükiye'yi ve Türk demokrasisini bekleyen asıl tehlike inşa, imar ve ihya yerine yıkmayı, yok etmeyi siyasetlerinin merkezine yerleştiren rovanşist yaklaşımlardır.
"Geriye dönüp baktığımızda bunların silüetini darbelerden iç karışıklıklara, sokak olaylarından siyasi cinayetlere kadar her hadisede görebiliyoruz"
Girdikleri her seçimde sandıkta milletten tokat yiyenler malesef iktidara gelmek için darbelerden, sokak olaylarından, dış desteklerden, hatta FETÖ'cü alçaklardan bile medet ummuşlardır. 27 Mayıs'tan itibaren demokrasimizin askıya alındığı vesayet girişimlerinin hepsinin arkasında işte bu baskıcı, jakoben, dayatmacı zihniyet var. Geriye dönüp baktığımızda bunların silüetini darbelerden iç karışıklıklara, sokak olaylarından siyasi cinayetlere kadar her hadisede görebiliyoruz. 2023'e giden süreçte benzer senaryoların tekrar tedavüle konulduğuna şahit oluyoruz. Ülkemize çok ağır bedeller ödeten meşref tartışmaları eski Türkiye heveslisi bu kesimler tarafından medya ve sosyal medya üzerinde yeniden alevlendirilmeye çalışılıyor. Polisimizin tüm yönleriyle açığa çıkardığı adli vakalar tıpkı 80 öncesinde olduğu gibi insanlarımızı birbirine kışkırtmanın vasıtası haline getiriliyor.
"Zaman değişse de, aktörler değişse de, ifadeler değişse de oynanan oyun değişmiyor"
Türkiye'nin geride bıraktığı toplumsal fay hatları yine bu çevreler tarafından kaşınarak provokasyon aracı olarak kullanılıyor. Ülkeye ve millete hizmetten başka hiçbir gayesi olmayan bürokratlar bay Kemal tarafından çok açık net tehdit ediliyor. Devletimizin iş yapamaz hale getirilmesi isteniyor. Millet iradesini temsil eden kurumlar hedef alınarak ve kasıtlı bir şekilde yıpratılarak siyaset kurumuna olan güven sarsılmaya çılışılıyor. Zaman değişse de, aktörler değişse de, ifadeler değişse de oynanan oyun değişmiyor. Milletimizin birliğine, toplumumuzun huzuruna, devletimizin güvenliğine, demokrasimizin kazanımlarına yönelik bu saldırıların başrolünü son 70 yıldır olduğu gibi bugün de yine CHP üstlenmektedir.
Farklı düşünen, farklı giyinen, farklı siyasi tercihlerde bulunan insanlar CHP ve ortakları tarafından tehdit edilmekte, sindirilmeye, korkutulmaya çalışılmaktadır. Bunu da hep yaptıkları gibi hiçbir ilke, ahlak ve sorumluluk gözetmeden yapıyorlar. Yaşanan her hadise bunların çeşitli maskelerin arkasına gizledikleri faşist yüzlerini baskıcı, diktacı, nobran karakterlerini açıkça gösteriyor. Tüm bunlar gün gibi ortadayken siyasi hırsları sebebiyle muhalefetin yıkım masasında garnitür olarak yer almakta hiçbir beis görmeyenleri milletimizin takdirine havale ediyoruz.
TRT