Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malatya'da Battalgazi Devlet Hastanesi, Hekimhan Tünelleri, Kuru Kayısı Lisanslı Depo ve Borsası ile yapımı tamamlanan diğer projelerin toplu açılış töreninde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle;
"Malatya insanlığın kadim medeniyetlerinin yuvas"
Yaklaşık 2 yıllık bir aranın ardından tekrar Malatya'da sizlerle yüz yüze hasret gidermenin memnuniyeti içerisindeyim. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi, muhabbetimizi daim eylesin. Malatya insanlığın kadim medeniyetlerinin yuvası. Anadolu'yu ebedi yurdumuz haline getiren büyük destanı yazdığımız şehirlerden biridir Malatya. Tarihe ismini seçkin insanların şehri, himmetli zatların diyarı diye yazdırmış Malatya bugün de bütün parıltısı ile yoluna devam ediyor.
Siz bizi yola çıktığımızdan bugüne hiç yanlık komadınız. Hep birlikte beraber oldunuz. Dik durdunuz, diklenmeden diklendiniz. Onun için birileri Malatya'yı çok kıskanıyor. Varsın kıskansınlar biz yolumuza devam edeceğiz. Malatya bugün de göreni kendine hayran bırakan bir şehir.
"Malatya'ya 20 yılda 33 milyar liralık yatırım yaptık"
Malatya'nın ülkemize hayatın her alanı gibi rahmetli Özal başta olmak üzere yetiştirdiği siyaset ve devlet adamları ile önemli hizmetleri var. Biz de geçtiğimiz 20 yılda bu kadim şehrimize eser ve hizmetler kazandırmanın gayreti içinde olduk. Güneşin altın yumurtası denen kayısının başkenti olan Malatya tarım yanında sanayisi ticareti ile son dönemde gelişen turizmi ile bölgesine ilham veren bir şehir haline geldi.
Malatya'ya 20 yılda 33 milyar liralık yatırım yaptık. Seviyoruz Malatya'yı, yakışır Malatya'ya bu yatırımlar. Bu yatırımlar eğitimde ve sporda 5 bin 236 adet yeni derslik, 7 bin 242 kişi kapasiteli yüksek öğrenim yurt kapasitesi. İhtiyaç sahibi vatandaşlarımıza toplam 4,5 milyar lira kaynak aktardık. Sizleri yalnız bırakmadık, bırakmayacağız. Sağlıkta 14'ü hastaneden oluşan toplam 68 sağlık tesisi yaptık. TOKİ vasıtası ile 17 bin 843 konut projesini hayata geçirdik. Malatya'mıza İlk Evim kampanyamız kapsamında toplam 2 bin 501 konut ile İlk İş Yerim kapsamında 500 iş yeri daha kazandırıyoruz. Ayrıca 12 bin 500'lük arsayı da kendi evini yapmak isteyen vatandaşlarımıza sunuyoruz. Kuralar çekilecek ve herkes buraların sahibi olacak. 36 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol uzunluğunu 462 kilometreye çıkardık. Malatyalı çiftçilerimize 1,8 milyar lira tutarında tarımsal destek verdik.
"19 ayrı fabrikayı ülkemize ve şehrimize kazandırdık"
Yine özel sektörümüz, organize sanayi bölgelerimizde güncel yatırım bedeliyle 4 milyar 700 milyon lira tutarında 19 ayrı fabrikayı ülkemize ve şehrimize kazandırdık. Tüm bu yatırımların Malatya'mıza hayırlı olmasını diliyorum. Şehrimize bu eserleri kazandıran Bakanlıklarımızı, belediyemizi, özel sektörümüzü tebrik ediyorum. İnşallah önümüzdeki dönemde de Malatya'mızı geliştirmeye, büyütmeye devam edeceğiz.
"Siyasi istikrarsızlığı yeni yönetim sistemimizle aştık"
Türkiye'yi 20 yılda asırlık demokrasi ve kalkınma reformlarıyla buluştururken tek bir hayalimiz vardı. Bu hayal ülkemizi ve milletimizi bir gün dünyada hak ettiği seviyeye çıkarmaktı. Vesayetle kavgamızı da darbe teşebbüslerine direnişimizi de yedi düvele karşı verdiğimiz mücadeleyi de hep aynı gayeyle yürüttük. Siyasi istikrarsızlığı yeni yönetim sistemimizle aştık. Güvenlik kaygılarının önünü terörle mücadeleyi, sınırlarımız ötesine doğrudan kaynağına indirerek kestik. Eskiden terör sorunlarda bir numaraydı. Şimdi kaldı mı? Ah ah, nereden nereye… Milletimizin günlük hayatının kalitesini eser ve hizmet siyasetimizle yükselttik. Eskiden akşam saat 9'dan, 10'dan sonra sokaklara çıkılabiliyor muydu? Şimdi ben yarın Diyarbakır'dayım. Diyarbakır'da akşam 8, 9, 10 dışarı çıkılmazdı. Ama şimdi akşam saat 12, 1, herkes restoranlarda kafeteryalarda yemeğini yiyor, sabaha kadar oralarda eğleniyor. Nereden nereye… Mesele bu. Her kesimden insanımızın hak ve özgürlük taleplerini gerçekleştirdiğimiz sessiz devrimlerle karşıladık.
"Milletimizin her bireyini bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı haline getirecek altyapıyı kurduk."
İş ve aş derdinde olan vatandaşımızın derdini ekonomimizi büyütüp istihdamı artırarak çözdük. Geleceğine güvenle bakmak isteyen gencimizin ufkunu, eğitimde fırsat eşitliğini sağlayarak, girişimcilerimize destek olarak genişlettik. Evinin annesi hanım kardeşlerimizin hayatın diğer alanlarında da var olma çabalarını tüm imkanları önlerine sererek destekledik. Velhasıl milletimizin her bireyini bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı haline getirecek altyapıyı kurduk.
"Dağları deldik dağları"
Ülkemizin 81 vilayetinin tamamına ve 85 milyon vatandaşımızın her birine ulaşan eser ve hizmetlerimizi bu azim ve heyecan ile hayata geçirdik. Önümüze kurulan her tuzağı, arkamızdan çevrilen her kumpası, üzerimize oynanan her oyunu milletimizden aldığımız destekle bozduk. Yola çıkarken ne demiştik? Ülkemizi 4 temel üzerinde yükselteceğiz. Neydi o? Sağlık, eğitim, adalet, emniyet. Yetmez dedik. Ulaşım, tarım, diplomasi, bütün bunlarla beraber dünyada Türkiye'nin bir numara olması için adımların atılması. Attık mı o adımları, attık. Ulaşımda göreve geldik maalesef Türkiye'deki yol uzunluğu 6 bin 100 kilometreydi. Ama şimdi bu 28 bin kilometreyi aştı. Dağları deldik dağları. Ferhat'la Şirin meselesi var ya, biz Ferhat olduk, Şirin'e dağları delerek yolları açtık.
"Şimdi Türkiye genelinde 208 üniversitemiz var"
Türkiye'de 26 tane hava alanı vardı şimdi 58'tane var. Yani benim vatandaşım uçuşunu yapıyor, oradan evine yarım saatte, 45 dakikada ulaşıyor. Modern dünyanın talepleri bu değil miydi? Biz ülkemize bunu kazandırdık. Göreve geldik 76 üniversite vardı. Şimdi Türkiye genelinde 208 üniversitemiz var. Üniversitesi olmayan ilimiz kalmadı. Artık benim Ayşe'm, Fatma'm, Ahmet'im, Mehmet'im İstanbul, İzmir, Ankara buralara gitmiyor. Artık profesörlerimiz, doçentlerimiz Muş'a, Ağrı'ya, Hakkari'ye gidiyor. Orada bu yavrularımızı eğitiyorlar. Nereden nereye… Bu iş bilenin, kılıç kuşananın. Öyle yan gelip yatmakla bu iş olmaz. Ama bunları başardık. Bütün bunlarla beraber bu tarihi mücadelenin son çağların en büyük destanı olarak nesiller boyunca kulaktan kulağa anlatılacağına inanıyorum.
"Türkiye Yüzyılı'nı tüm dünya ile paylaşacağız"
Asıl büyük imtihanımız yeni başlıyor. Dünyamız siyasi, ekonomik ve sosyal kaosların pençesinde sarsıldığı bir dönemden geçiyor. Biz ise Türkiye Yüzyılı projeksiyonuyla 2053 vizyonumuzu konuşuyoruz. Ayın 28'inde inşallah Ankara Kapalı Spor Salonu'nda Türkiye Yüzyılı'nı tüm dünya ile paylaşacağız. Sadece konuşmakla kalmıyoruz. Üretimiyle, istihdamıyla, ihracatıyla bunu hayata geçiriyoruz. Onun için 5 tane başlığımız var. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazlayla büyüme. Büyüyen bir Türkiye var. Bir yüzü bu olan madalyonun diğer yüzünde ise pusuda bekleyen eski Türkiye kalıntısı zihniyetleri görüyoruz.
"Bay Kemal, senin yanındakiler üniversitelerimizde ikna odaları kurdular"
Geçtiğimiz günlerde CHP Genel Başkanı, kabuk bağlamış başörtüsü tartışmasını yeniden açtı. Bu tartışma vesilesiyle milletimizin sahip olduğu tüm haklar gibi eğitimdeki ve kamudaki başörtüsü özgürlüğünü de hazmedemeyenlerin yüzlerindeki sahte maskenin aralandığını gördük. Biz kadınlarımızı asla başı açık veya başörtülü diye sınıflamadık. Ama birileri kafasında bu ayrımcılığı hala aşabilmiş değil. Bay Kemal, senin yanındakiler üniversitelerimizde ikna odaları kurdular. Bu ikna odalarına girerken o yavrularımızın başörtülerini maalesef başlarından çekerek aldılar. O ikna odalarında hesaba çektiler kızlarımızı. Sizin bu noktada ciğerinizi iyi biliriz. Ama artık bunları yapamıyorsunuz. Şu anda devletin tüm kurumlarında başı açığı da var başı örtülüsü de var. Bütün bunlarla beraber okullarımızda böyle bir sıkıntı var mı? Başörtülüsü de başı açığı da kardeş kardeş üniversitelerimizde, ortaöğretimde, her yerde okuyabiliyor. Bu barışın, bu özgürlüğün, bu kardeşliğin simgesidir. İşte biz bunu başardık.
"Anayasa değişikliğini Meclis'e göndereceğiz"
Bay Kemal, senin böyle bir derdin yok. Bunun için kızlarımızın ve hanım kardeşlerimizin gönüllerini tamamen rahatlatmak için başörtüsü özgürlüğünü gel dedim Anayasa güvencesi altına alalım. Bakalım gelebilecek mi? Göreceğiz. Biz şimdi hazırlıkları yaptık. Bu Anayasa değişikliğini Meclis'e göndereceğiz. Gelir veya gelmez. Maksat tüm milletimiz bunu görsün, bunu tanısın, yandaşlarını da tanısın, altılı masayı da tanısın.
"Haydi sıkıyorsa gel bu işi referanduma götürelim"
Hayati bir diğer konu olan sapkın akımların dayatmalarına karşı ailelerin korunmasını da ekleyerek bir Anayasa Değişikliği Teklifi'nin hazırlığına başladık. Bakalım konu Meclis'e geldiğinde kim nasıl bir tavır içine girecek. Meclis'e sunacağımızı teklif yeterli çoğunluk sağlanarak kabul edilirse Türkiye için önemli bir kazanım olacaktır. Aksi yönde bir durum ortaya çıkarsa ülkemizi yeni, sivil, özgürlükçü, özellikle böyle bir Anayasaya kavuşturma mücadelemizi inşallah seçimden sonra da sürdüreceğiz. Hatta şunu da yapabiliriz, ilk defa bugün Malatya'da açıklıyorum. Haydi sıkıyorsa gel bu işi referanduma götürelim. Parlamentoda bu iş çözülmüyorsa millete götürelim, kararı millet versin. Türkiye Yüzyılı artık bu tür tartışmaların aşıldığı yeni bir devrin adı olacaktır.
TRT