Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Türkiye’nin Kıbrıs konusundaki politikasında değişiklik bekleyenlerin hüsrana uğrayacağını söyledi.
“Türkiye Cumhuriyeti ciddi devlet geleneğine sahip bir devlettir, günübirlik politikalarla yolunu bulmaya çalışan bir devlet değildir” diyen Ertuğruloğlu, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, seçimlerin ardından KKTC’ye yaptığı ziyaretinde, net bir şekilde ifade ettiği; “müzakerelerin başlamasının yolunun KKTC’nin tanınmasından, egemen eşitlikten, eşit uluslararası statünün kabulünden geçer” sözlerinin, “laf ola” söylenmediğini vurguladı.
Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, ’de yayımlanan “Burası Önemli” programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Türkiye’nin Kıbrıs konusunda politika değiştireceği söylemlerinin gerçek dışı ve hayal ürünü olduğunu vurgulayan Ertuğruloğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye Cumhuriyeti’nin bazı çıkarlar uğruna Kıbrıs konusunda geri adım atıp, Türk ulusunun bu coğrafyadaki çıkarlarının hilafına bir yere varması diye bir politikasının olmadığını herkesin iyi görmesi gerekir. Türkiye Cumhuriyeti için Kıbrıs olmazsa olmazdır, herkesin bunu iyi anlaması lazım.
Dolayısıyla hayal kurup, bir takım farklı siyasi emeller uğruna Türkiye’nin buradan geri adım atacağını, Türkiye’nin buradan taviz vereceğini ve bunları yapmakla Türkiye’nin kendi ulusal çıkarlarını tehlikeye sokacağını aklı başında kimse normalde göremez.”
– “İngiliz Büyükelçisi Kıbrıs Türk halkından özür dilemeli”
İngiliz büyükelçilerinin “Yüksek Komiser” sıfatını “ortak pazar” (Commonwealth) üyesi ülkelerde kullandığına ve Güney Kıbrıs’ın da Commonwealth üyesi olması nedeniyle, Güney Kıbrıs’a akredite İngiliz Büyükelçi’nin “Yüksek Komiser” sıfatını kullandığına değinen Ertuğruloğlu, KKTC’nin Commonwealth üyesi bir ülke olmaması nedeniyle Güney Kıbrıs’ta Yüksek Komiser olarak görev yapan kişinin KKTC’deki sıfatının İngiliz Büyükelçisi olarak düzeltilmesi gerektiğini kaydetti.
İngiliz Büyükelçi İrfan Sıddıg’ın, Girne Çatalköy’de yaşayan İngiliz vatandaşlarının düzenlediği bir toplantıda yaptığı konuşmada, “bir diplomata yakışmayan, çok çirkin, son derece saldırgan, küstah bir üslupla, haddini aşan şekilde hakaret etme hadsizliğini sergileyebilmiş bir kişi olduğunu” söyleyen Ertuğruloğlu, “Ona da hak ettiği şekilde cevabını vermiş bulunmaktayım. Kıbrıs adasında görev yapabilecek kapasitede olmadığını kanıtlamıştır” dedi.
Ertuğruloğlu, İngiliz Büyükelçisi’nin Kıbrıs Türk halkından özür dilemesi gerektiğini söyledi.
– “Rum tarafı AB’yi ‘en büyük silah’ olarak kullanıyor”
Rum tarafının, Nikos Hristodulidis’in Rum lideri seçilmesinden sonra, müzakerelerin tekrar başlamasını talep eden söylemlerle, özellikle AB nezdinde algı yaratmaya çalıştığına işaret eden Ertuğruloğlu, müzakere sürecinin Temmuz 2017’de Crans Montana’da çöktüğünü; Crans Montana görüşmelerini yanlış yorumlayarak siyaset yapmaya çalışmanın cahilliğin veya art niyetin göstergesi olduğunu kaydetti.
Rumların, Avrupa Birliği’ni her zaman “en büyük silah” olarak kullandığını ve bu süreçte de AB “silahını” yeniden masaya getirmeye çalıştığını kaydeden Ertuğruloğlu, Avrupa Birliği’nin Kıbrıs’ta Rumlardan yana taraf olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
“AB, KKTC içindeki KKTC karşıtlarını beslemeye devam ediyor. Daha fazla KKTC karşıtı olması için de her türlü fonlamayı, bursları, tüm yardımları dağıtmaya devam ediyor.
AB’nin hedefi, KKTC karşıtlarını beslemektir, güçlendirmektir, cesaretlendirmektir. Bu şekilde de daha fazla KKTC karşıtını yaratmaktır. Bunlar işin gerçekleri. Bunları söyleyince kötü biz oluyoruz. Bu kötülükleri Kıbrıs Türkü’ne yapanlar melek, bu kötülükleri görüp de ifade edenler ‘bunun böyle olmaması gerekir’ diye duruş sergileyenler de kötü, faşist, ırkçı, ayrılıkçı oluyor.”
“Rum tarafının Kıbrıs Türkü aleyhine kullandığı en etkili silah AB’dir” diyen Ertuğruloğlu, yıllar önce alınan bir Bakanlar Kurulu kararı ile KKTC’de AB Destek Ofisi açıldığını ve bu ofise diplomatik statüsü ve dokunulmazlık verildiğine işaret ederek, bunun AB’nin “iki yüzlüğünü” çok net gösteren bir olay olduğunu; AB’nin, tanımadığı KKTC’de dokunulmazlığı olan diplomatik misyon bulundurduğunu belirtti.
AB’nin KKTC’de Ofis bulundurmasına karşı olmadığını, tanımadığı KKTC’de neden diplomatik ve dokunulmazlığı olan bir misyon bulundurduğuna atıfta bulunduğunu dile getiren Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, AB Destek Ofisi’nin KKTC makamları ile bir temasının olmadığını kaydetti. Ertuğruloğlu, normalde, diplomatik misyonu olan bu ofisin başındaki kişinin KKTC Cumhurbaşkanı’na güven mektubunu sunması gerektiğini söyledi.
AB’ye, “ofisini kapat git” denilmediğini, diplomatik misyonu varsa, diplomatik misyonun gereği olan uygulamaları yapması gerektiğini ifade eden Ertuğruloğlu, “AB’nin aleyhimize kullanılan bir silah olduğunu görmemiz lazım” dedi.
AB’nin ekonomik ve siyasal bir güç olduğunu, Rum tarafının bu gücü, Türk Cumhuriyetleri de dahil olmak üzere, Kıbrıs Türk tarafı aleyhine “en güçlü silah” olarak kullandığını belirtti.
Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, Kıbrıs Türk halkının haklarını koruyan duruşlarından geri adım atmayacaklarını söyledi.