Fransa tarafından desteklenen Cumhurbaşkanı İbrahim Boubacar Keita'yı iktidardan düşüren Ağustos 2020’deki darbeden bu yana Mali, askerlerin oluşturduğu yönetim tarafından idare ediliyor.
Askeri yönetim geçiş dönemi için vadettiği süreci ise sürekli uzatıyor.
Son olarak, askeri iktidarın lideri Albay Assimi Goita, ülkedeki geçiş sürecinin 26 Mart 2022 tarihinden 26 Mart 2024 tarihine kadar 24 aya çıkarılması kararı aldı.
Fransa neden gitti? Rusya neden geliyor?
Öncelikle Mali’de 2012’de patlak veren ülkenin kuzeyindeki Timbuktu, Gao ve Kidal gibi kentleri kapsayan ve Tuareglerin Azavad adını verdiği bölgedeki şiddet olayları Fransa’nın ülkedeki varlığına gerekçe oluşturdu.
Fransa, Mali’de 2012’de patlak veren siyasi istikrarsızlık ve bölgede faaliyet gösteren silahlı gruplara karşı uluslararası camianın onayını almadan Ocak 2013’te Serval Operasyonu'nu daha sonra da Barkhane Operasyonu’nu başlatarak bu ülkede 4 binden fazla asker konuşlandırdı.
2015’te Cezayir ara buluculuğunda imzalanan barış anlaşması imzalandı. Anlaşmanın üzerinden 6 yılı aşkın bir süre geçse de ülkenin kuzeyinde hala terör örgütü El Kaide ve DEAŞ'la ilişkili grupların etkileri ve çatışmaları devam ediyor.
Afrika basını da Barkhane Operasyonu'nu, Sahel’de güvenliği ve barışı sağlamakta yetersiz kaldığı, etnik topluluklar arasında çatışmaları önleyemediği, halkın daha fazla terör saldırısına maruz kalmasına yol açtığı gerekçesiyle eleştiriyor.
Öte yandan Fransa’nın Mali’den çekilmesinin birçok nedeni var. Bunlardan biri, halkta artan Fransız karşıtlığı.
Öyle ki, Mali’de de eski Cumhurbaşkanı İbrahim Boubacar Keita'nın Ağustos 2020'de askeri darbeyle devrilmesiyle sona eren protesto gösterileri sürecinde, halkın Fransa karşıtlığı sokaklara taştı, Fransız bayrakları yakıldı.
Mali ile Fransa arasındaki son kriz ise, Fransa’nın ülkedeki silahlı gruplara istihbarat desteği verdiği suçlamasıyla patlak verdi.
Mali Dışişleri Bakanı Abdoulaye Diop, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine (BMGK) yazdığı 16 Ağustos tarihli mektupta, Fransa'yı ülkedeki silahlı gruplara istihbarat sağlamak ve onları silahlandırmakla suçladı.
Mektubunda Diop, hava sahalarının defalarca Fransa tarafından ihlal edildiğini belirterek, ülkesindeki durumla ilgili acil bir toplantı talep etti.
Diop, Fransa'nın teröristlere istihbarat ve silah yardımı yaptığına ilişkin ellerindeki somut delilleri de BMGK'ye sunabileceklerinin altını çizdi. Ancak Fransa Mali'deki silahlı grupları desteklediği iddiasını reddediyor.
Rusya...
Rusya, Fransız ordusunun çekilmesinin ardından, Orta Afrika ülkesindeki varlığını güçlendirmeye başladı. Siyasi, sosyal, ekonomik ve askeri açıdan dış yardıma ihtiyaç duyan ülke Rusya için önemli fırsatlar barındırıyor.
Diğer taraftan Mali’deki yeni yönetim ise, Fransa ile yaşadığı gerginliği ve söz konusu ülkeden aldığı desteği ikame etmeye çalışıyor. Rusya da bu konuda iyi bir seçenek.
Öncelikle Rus paralı milis grubu Wagner’in Mali’de konuşlandırıldığı iddia ediliyordu. Bu iddia üzerine Paris, ülkedeki askeri varlığının sona erdiğini ve askerlerinin geri çekildiğini duyurdu.
Malili Bakan Camara’ya göre Rusya’nın askeri desteği, L39 tipi, Su-25 tipi ve Embraer EMB 314 Super Tucano tipi savaş uçakları ve halihazırda kullanımda olan diğer uçaklar Mali'nin keşif ve saldırı yeteneklerini güçlendirecek. Ayrıca Mi-24P tipi, Mi-35 ve Mi-24 tipi saldırı helikopterleri de teslim edildi.
Rusya, geçtiğimiz Mart ayında da Mali’ye çok sayıda savaş helikopteri ve silah sağladı. Ayrıca, Mali Askeri Konseyi’nin, Rusya’dan Mali ordusunu desteklemek için gelen ‘eğitmenler’ olduklarını söylediği çok sayıda askeri personel de Mali’ye getirildi.
Fransa, Malili yetkilileri, Rus güvenlik şirketi Wagner'e bağlı paralı askerleri kullanmakla suçluyor. Öte yandan Rusya, geçtiğimiz Mayıs ayında, Wagner'in ‘bir sözleşme temelinde’ Mali'de olduğunu kabul etti.
Fransa’nın genel olarak Afrika Sahel bölgesinde ve özelde Mali'deki askeri varlığını azaltması, hem Mali'nin yeni yönetici elitlerini hem de Rusya’yı yakınlaşma konusunda teşvik etti.
Bu yakınlaşma Rusya için Afrika’da varlığını güçlendirme fırsatı sunarken, Afrika üzerinden Avrupa’yı sıkıştırma konusunda da önemli bir avantaj sağladı. Yükselen kıta Afrika’da yaşanacak insani ve siyasi krizler, Avrupa üzerinde dolaylı baskı oluşturması bakımından önem taşıyor.
Rusya’dan Mali’ye...
Mali'deki Askeri Geçiş Konseyi, geçtiğimiz ay müttefiki Rusya’dan 5 uçak ve bir askeri helikopter de dahil olmak üzere yeni askeri teçhizatın teslim aldı. Mali Savunma Bakanı Sadio Camara da teslim törenini ‘tarihi’ olarak nitelendirdi.
“Bugünkü kutlamanın, bize sunduklarınızın doğası, kalitesi ve boyutu açısından tarihi olduğunu söylemeliyim. Burada sadece bir kısmını göstereceğiz, geri kalanı da bu kutlama yapılırken devam eden operasyonlarda kullanılıyor”
Kremlin’den yapılan açıklamaya göre ise, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Mali'deki geçiş sürecinin, Cumhurbaşkanı Assimi Goita gerçekleştirdikleri telefon görüşmesinde, ülkeleri arasındaki ilişkilerin ve iş birliğinin düzeyinden duydukları memnuniyeti dile getirdi.
Afrika'da Rusya
Rusya ise Sovyetler Birliği döneminde tesis edilen ilişkileri yeniden kazanmak istiyor. Bu istekte, yükselen Afrika’nın ekonomisinden pay almak, azalan Fransa-ABD nüfusuna karşı askeri olarak varlık göstermek gibi birçok neden yer alıyor.
Son yıllarda artan terör saldırıları ve istikrarsızlık Rusya için yeni bir dönemin kapılarını açtı diyebiliriz. Vlademir Putin’in yönetime gelmesiyle Afrika ile ilişkilere özel bir önem veren Rusya, siyasi, ekonomik ve askeri olarak birçok başarıya imza attı.
Askerî ve teknik iş birliği alanında Rusya, Afrika kıtasını önceliyor. Zira Afrika ülkeleri, 1960-1980 yılları arasında ithal edilen Sovyet yapımı silah ve askerî teçhizatları günümüzde de kullanmaya devam ediyor. Aynı zamanda, günümüzde Afrika ordularında SSCB ve Rusya’da eğitim almış birçok uzman görev yapıyor.
Bu nedenlerle pek çok Afrika ülkesi, elindeki Rus yapımı askerî teçhizatın modernizasyonu ile yakından ilgileniyor.
Mi sınıfı helikopterler, Su ve Mig sınıfı uçaklar, Pantsir-S1, Kornet-E, Tor-M2E hava savunma sistemlerinin yanı sıra tanklar, zırhlı personel taşıyıcıları ve uzun namlulu silahlar, Afrika ülkelerinde en çok talep gören Rus yapımı silah ve askerî araçlar. Buna ek olarak, Rusya ayrıca Afrikalı ortaklara, öncelikle sınırları ve önemli tesisleri korumak için kullanılan insansız hava araçları ve radar istasyonları dâhil olmak üzere çok çeşitli gözetim ve kontrol araçları ihraç ediyor.
Rusya’nın önde gelen düşünce kuruluşlarından Valday Tartışma Kulübünce yayımlanan “Rusya’nın Afrika’ya Dönüşü: Strateji ve Beklentiler” adlı raporda, askeri-teknik alandaki iş birliğinin Rusya ile Afrika arasındaki ilişkilerde yaklaşık son 20 yıldır tekrar özel bir konuma sahip olduğu vurgulanıyor.
Dünyanın en büyük ikinci silah ihracatçısı konumundaki Rusya, Afrika ülkelerinin en büyük silah tedarikçisi konumunda ve pazar payını giderek yükseltiyor.
Afrika'nın toplam silah ithalatının yüzde 35'i Rusya tarafından karşılanıyor. Afrika’ya yapılan satışlar, Moskova’nın askeri ihracatının ise yaklaşık üçte birini oluşturuyor.
TRT