Savaş öncesi yaklaşık 2 milyon nüfusa sahip olan ve başkent Kiev'in ardından Ukrayna'nın en büyük ikinci şehri konumundaki Harkiv, Rusya sınırına yaklaşık 45 kilometre mesafede yer alıyor.
Savaşın 24 Şubat'ta başlamasının ardından Harkiv ve çevresi, Rus ve Ukrayna güçleri arasında yoğun çatışmalara sahne oldu.
Bugün itibarıyla çatışmalar şehrin dışında sınıra yakın bölgelerde yoğunlaşırken Harkiv, son günlerde hemen hemen her gece Rus füze veya roketlerinin hedefi oluyor.
Şehir merkezinde çok sayıda binanın Rus güçlerince füze ve roketle vurulduğu Harkiv'de savaş, Ukrayna'daki diğer şehirlere göre daha fazla hissediliyor.
Rus saldırıları nedeniyle Harkiv şehir merkezinde ve çevresinde Ukraynalılara ait evler ağır hasar aldı ve kullanılamaz hale geldi.
Şehirdeki nüfusun yarısı savaş nedeniyle güvenli gördükleri bölgelere gitmek zorunda kaldı. Evlerini terk etmeyi reddeden, yaşlı olduğu için yollara düşmek istemeyen ve gidecekleri yerlerde ev kirası başta olmak üzere harcama kalemlerinin artacağını ve geçim sıkıntısı yaşayabileceği endişesini taşıyanlar şehirde kalmaya devam ediyor.
Evleri kullanılamaz halde olanlardan bazıları yurtlara yerleştiriliyor
Harkiv ve çevredeki bölgelere düzenlenen ağır saldırılar nedeniyle evleri kullanılmaz halde olan çok sayıda Ukraynalı bulunuyor.
Evleri ağır hasar alan ya da cephe hattında yaşadığı için yuvalarını terk etmek zorunda kalan bazı Ukraynalılar, Harkiv'de devlete ait yurtlara yerleştirildi.
Gidecek yerleri olmadığı ya da maddi imkansızlıktan dolayı diğer bölgelere tahliye edilmek istemeyenler için tahsis edilen bu yurtlarda her aileye bir oda veriliyor.
Harkiv'in Saltivka Mahallesi yakınında da, evleri kullanılamaz halde olduğu için gidecek yerleri olmayanlara tahsis edilen bir yurt bulunuyor.
Bu yurtta, çoğunluğu yaşlı ve kadınlardan oluşan 60 Ukraynalı kalıyor. Tahsis edilen tek göz odada hayata tutunmaya çalışan Ukraynalılara, yardım kuruluşlarınca zaman zaman gıda ve yemek yardımında bulunuluyor.
Annesi 76 yaşındaki Olga Rudamiotova ile bu yurtta kalan müzik öğretmeni, 55 yaşındaki Alla Rudamiotova, savaşın başladığı andan bu yana yaşadıklarını anlattı.
Savaş başlamadan önce Rus güçlerince Harkiv'de en fazla hedef alınan bölgelerden biri olan Saltivka Mahallesi'ndeki evlerinde ikamet ettiklerini belirten Rudamiotova, "24 Şubat'tan itibaren evimizde kalmaya çalıştık ama bu mümkün gibi görünmüyordu. Mutfağa bile çıkmak zor ve korkunçtu. Annem de çok korkmuştu. 3 Mart’tan itibaren sığınakta kalmaya başladık. Daha önce biz üst katta yatıyorduk ve kalmak bile mümkün değildi çünkü uçaklar uçuyordu ve sanki uçaklar çatının üzerinde uçuyor gibi bir his vardı. Bu çok korkunçtu, patlamalar vardı." dedi.
Rudamiotova, saldırıların artmasıyla 7 Mart'ta kaldıkları apartmanın altındaki sığınaktan ayrılarak Harkiv'in daha güvenli bölgesinde yer alan bir kreşe sığındıklarını, burada da yaklaşık 1,5 ay yaşadıklarını, kızı ile 5 yaşındaki torununun ise Polonya'ya gittiklerini kaydetti.
Nisan ortasında da Harkiv'in batısında kalan Poltova kentine gittiklerini dile getiren Rudamiotova, "Yaklaşık üç ay önce beni işe çağırdılar ve buraya geldik. 3 aydır bu yurtta kalıyoruz. Tekrar bombardımanlar başladı. Sürekli atışlar var. Annemi güvenli bir yere getirdiğimi düşünüyordum ama bir yandan annem ilaçlara bağlı, tedavi olması gerekiyor. Ayrıca gelecek olan kış bizi korkutuyor." diye konuştu.
"Keşke eve dönmemiz mümkün olsa"
Saldırılarda evlerinin ağır hasar aldığını ve bu haliyle orada ikamet etmenin mümkün olmadığını söyleyen Rudamiotova, şöyle devam etti:
"Oraya (eve) geçip yaşamak ne kadar mümkün olur aklım bile almıyor. Evimize dönebileceğimize o kadar inanmak istiyorum ki, o kadar farklı bir his ki bunu anlatmak bile mümkün değil. Belki gelecekte mümkün olur. Bu korkunç bir durum. İnsanın kendi evinin olması çok farklı bir duygu, ben kendi duygumu anlatamıyorum bile. Biz ailece birbirimizi görmeyince çok daha zor oldu. Kızımı, torunumu 7 aydır göremiyorum. Torunum 5 yaşına girdi, çok değişti, keşke onu görebilsem. Eve dönme konusuna gelince keşke bu mümkün olsa. Ev hasar görmüş olsa da dönmek istiyorum ama bizde kış o kadar sert geçiyor ki annem onu kaldıramaz. Ne olacak, nasıl olacak bilemiyorum. Hatta bunları düşünmemeye çalışıyorum. Sadece düşünmemek için çaba sarf ediyorum."
Yurtta kalan 72 yaşındaki Aleksandra Golovanova, Harkiv'in Saltivka Mahallesi yakınlarındaki evinin savaşta bombalanmasının ardından daha güvenli bir yere geçtiklerini söyledi.
Emekli maaşı yetmediği için çalışmak zorunda kalan Golovanova, tekrar işe çağrıldıktan sonra evinin kullanılamaz halde olması nedeniyle 1 Haziran'dan beri bu yurtta kaldığını belirtti.
Saldırıdan sonra evlerindeki birçok eşyayı geride bırakarak çıkmak zorunda kaldıklarını dile getiren Golovanova, "Eve dönmek mümkün değil çünkü orada yaşanmaz, izin verilmiyor. Hasar aldığı için evin üzerine de uyarı levhaları asıldı. Duvarlar da çatladı ve çatlaklar ilerliyor. Su da kesildi. O ev artık kullanılamaz halde." ifadelerini kullandı.
"Ev diye bir şey kalmadı"
Yurtta kalan 77 yaşındaki Natalya Petrovna da 24 Şubat'ta yaşadıkları 9 katlı apartmana 3 füze düştüğünü, evinin yıkılarak kullanılmaz hale geldiğini dile getirdi.
Dönmek istese bile yuvasına dönemeyeceğini aktaran Petrovna, "Evimiz tamir edilemez, yandı. Ev diye bir şey kalmadı, ikiye ayrıldı." diye konuştu.
TRT