Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ABD’nin yeni Lefkoşa Büyükelçisi Julie Fisher’i kabul ederek görüştü. Görüşme sonrası basına açıklama yapan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ABD Büyükelçisi Fisher’e Kıbrıs’taki mücadeleyi ve egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü temelindeki yeni siyaseti anlattığını söyledi.
Tatar, “Bunların tescili ve kabulüyle ancak resmi müzakere sürecine geçebileceğimizi, 1974’ten sonra Güney Kıbrıs’a uygulamakta olduğu silah ambargosunun kaldırılmasının bizim için son derece olumsuz olduğunu söyledim. Karşı tarafın silahlanması ile Doğu Akdeniz’deki tansiyon arttı. Şu an bir uzlaşı yok. Bir uzlaşı için ortak zemin yok. Bunun için hepimizin gayret etmesi lazım” dedi.
Teknik komitelerde ve çeşitli farklı iletişim kanalları ile hem Kıbrıs Türk Halkı’nın hem Güney Kıbrıs’ın hayat kalitesinin artması ve ona göre iki tarafın kurumsal işbirliği ile Ada’da bir takım yeni projelere, yeni düşüncelere açık olduklarını belirten Tatar, bunlardan bir tanesinin de doğal zenginliklerin araştırılması olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Tatar, şunları kaydetti:
“Biz 1 Temmuz 2022’de karşı tarafa BM üzerinden Kıbrıs’ta adil kalıcı ve gerçekçi bir anlaşma olacaksa KKTC’yi muhatap kabul etmelerini ve bizlerin de oluşturulacak ortak komitelerde bütün bu zenginliklerin araştırılması için işbirliği yapılabileceğini ve yenilenebilir enerji olsun kablo ile elektrik ile Türkiye’nin iletim hatları üzerinden AB’nin merkezindeki enterkonnekte sisteme bağlanmayla hem kuzeyin hem güneyin enerji üretimi meselesinin büyük ölçüde çözüleceğini, bu gibi projelerde Kıbrıs’taki gerginliğin azalacağını, iki tarafın kurumsal işbirliği ile yapıcı ilişkiler geliştireceğini düşünürken, bunlara yönelik öneri sunarken silah ambargosunun kaldırılması ve gerginliğin artırılmasının kimseye faydası olmadığını da kendisine ifade ettik.”
Cumhurbaşkanı Tatar, ABD Büyükelçisi Fisher’e, sürekli olarak BM ile görüştüklerini ve BM’nin de iyi niyet çerçervesinde konuya dahil olduğunu söylediğini dile getirdi. Tatar, geçen hafta BM genel sekreter yardımcısı ile görüşmesinde de egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü konusunda ısrarcı olduklarını ilettiklerini kaydetti.
Tatar, “Amerika’nın BM Güvenlik Konseyi’nin en güçlü üyesi olarak bütün bunları yönetmek durumunda olduğunu da kendisine ifade ettim. Bir taraftan BM Güvenlik Konseyi bir taraftan genel sekreter kendi bağımsız çalışmalarını yürüyor ancak zaman zaman BM Güvenlik Konseyi’ne bilgi vermesi gerekmektedir. Amerikanlar’ın orada ağırlığı çok önemli. Yeni bir büyükelçi olarak Kıbrıs’ın gerçeklerini öğrenmesi Kıbrıs’taki Türkler’in pozisyonu ve Kıbrıs’ta kalıcı sürdürülebilir çözümün olabilmesi için bizim yeni siyasetimizin çok önemli olduğunu, yeni siyasetin kendisi tarafından değerlendirilmesinin merkeze iletilmesinin ve tekrardan durumun değerlendirilmesinin ne kadar önemli olduğunu kendisine anlattım.”
Cumhurbaşkanı Tatar, Büyükelçiye, artık kendilerine iki bölgeli iki toplumlu federasyon dememelerini, bunların çok geçmişte kaldığını ve zaman itibarıyla bunların modasının geçtiğini söylediğini kaydetti.
Değişen konjektürün, Doğu Akdeniz’in jeopolitiği ve jeostratejisi ile bütün bunların Kıbrıs Türk Halkı’nın egemen eşitliğinin ne kadar önemli bir aşamaya geldiğini gösterdiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, bu konuları Büyükelçiye detaylı bir şekilde anlattığını dile getirdi.
ABD’nin yeni Lefkoşa Büyükelçisi’nin bunları en iyi şekilde değerlendirip, yeni siyasete destek vermesini temenni ettiğini kaydeden Tatar, AB’nin de bu konuya müdahil olamayacağını söyledi.
Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçisi Fischer’in herkesin Kıbrıs’ı yakından izlediğini ve sürdürülebilir bir anlaşma için ülkesinin de samimiyetinin devam etmekte olduğunu dile getirdiğini belirten Tatar, şunları kaydetti:
“İşin özünde biz egemen eşitliği neden talep ediyoruz, bizi ulusularlarası anlaşmalara bağlı olarak Kıbrıs kuruluş anlaşmasının anayasasının içerisinde muktesep egemen eşitlik bir haktır.MUktesep hak kutsaldır. Muktesep hak uluslararası bir anlaşmadan doğan bizim egemenlik hakkımız ve orada diyor ki Rum tarafı ne kadar egemense Türk tarafı da o kadar egemendir.Türkiye’nin dışlanacağı ve AB içerisinde Türkler’in azınlığa düşürüleceği ve Ada’nın helen adası olması hedefleri mi var hala diye sordum.. Herşeyi bizimle paylaşmaya hazırsalar, bize egemen eşitliği neden fazla görüyorlar..”