Adapazarı ilçesindeki bir restoranda basın mensuplarıyla bir araya gelen Şentop, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Bir gazetecinin The Economist dergisinin kapağına ilişkin sorusu üzerine Şentop, daha önce de kenarda kalmış siyasetçilerin Türkiye ile ilgili açıklamalarının olduğunu söyledi.
Şentop, eski dönemden gelen bazı Avrupalı siyasetçilerin, Türkiye ile ilgili birtakım yaklaşımlarının olduğunu aktararak, şunları kaydetti:
"Bunlar kendilerini böyle bir öğretmen görüp sanki karşılarında da bir öğrenci var gibi parmak sallayarak konuşmaya alışmışlardı. Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere 20 yıldır bu alışkanlıklarını bozduk. Bunlara gereken her türlü cevabı anlayacak tonda ve ağırlıkta verdik. Artık öyle bir Türkiye yok. Amerika'dan, İngiltere'den, oradan buradan köşe yazısıyla derginin manşetiyle etkilenmeye çalışılan bir siyasi hayatı olan Türkiye yok artık. Bunu genel olarak Türkiye için söylüyorum. Bu tür açıklamalar, sadece Cumhurbaşkanımız ve onun yakın çalışma arkadaşlarıyla ilgili değil. Türkiye'de siyaset yapan herkesi rahatsız edecektir ama en başta milletimizi rahatsız eder bu tür açıklamalar."
Şentop, herkesin işine bakması gerektiğini belirterek, "Başlarındaki belalarla uğraşsınlar. Burada milletimiz ne olacağının kararını verecektir, tek mercidir, yegane mercidir. Bunlara da haddini her ortamda bildiriyoruz. Tabii onlar kendi çıkarlarına göre bir dünya, bölge, Türkiye tasarlıyorlar. O çıkarlarını, planlarını bozduğu zaman Türkiye, bundan da rahatsızlık duyuyorlar. Biz de daima bu tür, bölgeyle ilgili hariçten gazel okuyan, plan yapmaya çalışanların planlarını bozmaya, onları rahatsız etmeye devam edeceğiz. Milletimiz nihai karar vericidir. Bu kararı millet verir." ifadelerini kullandı.
"Önceki dönemde cumhurbaşkanlığı yapanların görev süreleri, yeni sistemde hesaba dahil edilmez"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı adaylığına ilişkin soruya karşılık Şentop, güncel siyasetle ilgili konuşmadığını belirterek, "Bir süre daha Meclis Başkanı olarak... Meclis Başkanı ancak seçim takviminden sonra normal siyasetçi olarak konuşmaya başlıyor ama parti toplantılarına katılamıyor. Bu bakımdan aktüel siyasetle ilgili konuşmuyorum" dedi.
Şentop, genel olarak Türkiye değerlendirmesi yaptığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkanımızın adaylığı konusu, anayasa değişikliği yaptığımız sırada, 2016'nın Aralık ayı ve 2017'nin Ocak ayında da bizim farkında olduğumuz ve hukuki durumunu yazdığımız bir konu. Anayasa değişikliğini yapan, önce ilk aşama anayasa komisyonun bir raporu var kanun teklifiyle ilgili. Komisyon raporu. O raporu Anayasa Komisyonu Başkanıydım o zaman, ben yazdım. Orada bir paragraf var. O paragrafı koymuşuz 2017 yılının ocak ayında. Orada diyor ki 'Bir hükümet sistemi değişikliği gerçekleşmiştir. Bu hükümet sistemindeki Cumhurbaşkanı, önceki hükümet sistemindeki Cumhurbaşkanı ile aynı değildir. Sadece isim benzerliği var aralarında çünkü birisi Başbakanın, Bakanlar Kurulunun olduğu sistemde yetkisiz, yetkilerini ancak hükümetle ve Başbakanla beraber kullanan bir Cumhurbaşkanı idi.
Yeni sistemde ise Cumhurbaşkanı, eski sisteme göre Cumhurbaşkanı artı Başbakan artı Bakanlar Kurulu genel yetkilerini kapsayan, yürütmeyi temsil eden kişi. Dolayısıyla isimlerin aynı olması hukuken önemli değil. O kavramın içeriği önemlidir. Dolayısıyla aynı olmadığı için 'Yeni sistemden önceki dönemde cumhurbaşkanlığı yapanların görev süreleri, yeni sistemde hesaba dahil edilmez.' diye bir paragraf koymuşuz komisyon raporuna, 2017 Ocak ayında. O zaman bunun kimse farkında değildi. Daha sonra biz gösterdik de gördüler, yazılan metinleri okumuyorlar çünkü. Birisi attı ortaya böyle bir fikri."
"Türkiye Cumhurbaşkanı iki defa seçilir" diye bir hüküm olduğuna işaret eden Şentop, "Önceden de vardı, şimdi de var. Bunlar iki maddeyi yan yana koyuyorlar, karşılaştırıyorlar. 'Bu cümle aynı.' diyorlar. Cümlenin ikisinde de aynı olması önemli değil. O cümle korunmuş mu? Yoksa yeniden yazılıp, yeniden yürürlüğe konulmuş mu? Ona bakmak lazım. Değiştirirken biz yeni maddede 'O cümleyi, üçüncü fıkrası 101. maddenin korunmuştur, üçüncü fıkrası dışındaki hükümler değişmiştir' deseydik, o zaman bu iddia ileri sürülebilirdi, 2 defa adaylık meselesi. Halbuki biz o cümleyi aynen yazmışız ama eski kanunda o cümleyle beraber o 101'inci maddeyi kaldırmışız Nisan 2018'de. Nisan 2018'de tekrar, iki defa seçilebilir diye koymuşuz. Bunun anlamı; Nisan 2018'den sonra Türkiye'deki bütün vatandaşlar, Tayyip Erdoğan da dahil olmak üzere herkes 2 defa cumhurbaşkanı seçilebilir diye yeniden o hükmü getirmişiz anayasa değişikliğiyle ve referandumla. Dolayısıyla bu konuda bir tereddüt yok" ifadelerini kullandı.
Şentop, bununla ilgili çok uzunca bir makale de yazdığını anlatarak, "Kimse ona cevap vermedi. Bir yerde birisi cevap vermiş de karmakarışık bir cevap, sahte isimle cevap vermişler, şahsı bulamadık. Şimdi konuşuyorlar sağda solda. Tabii siyasette bir adayı, rakibi yenmeyeceği zaman onu elinin kolunu bağlayıp kenara çekip de meydanı boş bulup ondan sonra çıkmak isteyenler olabilir. Ama hukuki durum, anayasadaki durum çok açık. Bunda hiç tereddüt yok. Bunu herkesle de istediği ortamda da tartışabiliriz. Bunda bir tereddüt yok. Tabii takvim başlar. Yani bu konuşulanlar çerçevesinde baktığımızda muhtemelen mart ayının son haftası artık herkesin adayının da ortaya çıkması gerekecek. Bundan sonra kimsenin ertelemesi söz konusu olamaz takvime göre" değerlendirmesinde bulundu.
Şentop, daha sonra programda gazetecilerle sohbet etti.
TRT