Geçtiğimiz günlerde Suudi Arabistan Maliye Bakanı Muhammed el Cedan’dan oldukça ilginç bir açıklama geldi. Cedan, ABD doları dışındaki diğer para birimleriyle de ticaret yapabilmek amacıyla görüşmelere açık olduklarını açıkladı.
Bloomberg TV'ye konuşan Bakan el Cedan, "ABD doları, euro veya Suudi Arabistan riyali olsun, ticaret anlaşmalarımızı hangi para birimiyle yapacağımızı tartışmamız bir sorun teşkil etmiyor" dedi.
Suudi Arabistanlı bakanın açıklamaları ticarette yerel para birimlerinin kullanımına dair tartışmaları alevlendirdi. Şimdi, gelin önce dolar ve euro kullanımına dair Rusya ve Çin tarafından bugüne kadar atılan adımlara birlikte bakalım.
Rusya ve Çin, çok kutuplu olarak adlandırdıkları yeni düzende ABD’nin politik ve askeri alanın yanında ekonomi alanında da yürütmeye çalıştığı “tekelci yaklaşıma" karşı alternatifler üzerine uzun bir süredir çalışıyor.
Ancak Rusya, Ukrayna savaşıyla birlikte “ticarette yerel para birimini kullanma” ve doların etkisini azaltma çalışmalarına hız verdi.
Öyle ki, yaptırımlar nedeniyle dolar ve euro kullanımından uzaklaşmak zorunda kalan Rusya, rezervlerini güçlendirmek için Türk lirası, yuan ve rupi gibi dost ülkelerin para birimlerini değerlendirmek istiyor.
Batılı ülkeler, Rusya-Ukrayna savaşının başlamasının ardından Rusya Merkez Bankası’nın yaklaşık 600 milyar dolar değerindeki uluslararası rezervlerinin yabancı bankalarda bulunan 300 milyar dolarlık kısmını dondurdu.
Rus ekonomisini tekrar rayına oturtabilmek için dolar ve euronun kullanımına alternatif dost ülkelerin para birimlerini kullanma fikri son dönemde popülerlik kazanıyor.
Kremlin, rezervlerinin önemli bir kısmına erişiminin durdurulması nedeniyle ülkede kapsamlı sermaye kontrolleri uygulamaya başlarken, ihracatçılara döviz gelirlerini rubleye dönüştürme talimatı vermek durumunda kaldı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise ülkesine yaptırım uygulayan tüm ülkeleri “dost olmayan ülke” olarak tanımlayarak, bu ülkelerin başta doğal gaz olmak üzere çeşitli Rus ürünlerini artık yalnızca rubleyle alabileceklerini söyledi.
Rusya Merkez Bankası, dolar ve euro kullanımının artık riskler barındırdığını, bu nedenle söz konusu dövizlerden uzaklaşma sürecini hızlandırmaya yardımcı olacak ve bu tür para birimlerinde bankacılık işlemlerini azaltmaya yönelik ek önlemler getirileceğini duyurmuştu.
"ABD silah olarak kullanıyor"
Çin de Rusya’ya benzer adımlar atıyor bir süredir. Pekin yönetimi, ABD’nin dolarının egemen olduğu küresel finansal sistemi silah olarak kullandığını iddia ediyor ve alternatif sistemler için arayışını sürdürüyor.
Çin’e göre Batı’nın egemenliğindeki küresel ekonomi politik amaçlara göre yönlendiriliyor. ABD yaptırımları politik gerekçelere dayandırılıyor ve amacı dışında kullanılıyor.
Eski ABD Başkanı Donald Trump döneminde yaşanan ticaret savaşları, Pekin’e yönelik yaptırımlarla devam etti.
İşte Çin, ABD dolarının Rusya'ya karşı “silah olarak kullanılmasını” ticarette yuan’ın yerini güçlendirmek için büyük bir gerekçe olarak öne sürüyor.
Pekin yönetiminin bu konudaki çabalarının karşılıksız kaldığı da söylenemez. Özellikle Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Çin’in bu iddialarını uygulamaya koyabileceği önemli bir alan olarak görülüyor.
Öte yandan Rusya’nın SWİFT sisteminden atılması, uluslararası ödeme sitemi konusunda da alternatif adımların atılmasına yol açtı. Öyle ki, Rusya ve Çin ayrı ayrı SWIFT’e benzer sınır ötesi interbank ödeme sistemleri gibi bazı önlemler almaya başladı.
Hindistan ile Rusya ise, ABD ve Batı yaptırımlarını atlatmak için bir Rupi-ruble ticaret mekanizması kurdu. İran uzun zamandır Çin ve Hindistan ile yerel para birimi ticaret mekanizmaları kurmuş durumda.
Peş peşe gelen anlaşmalar…
Çin ve Rusya hem bölge ülkeleriyle hem de kendi aralarında yereel para birimlerinin kullanılmasına dair anlaşmalar yapıyor. Örneğin Çin, İran ile 2021’de büyük bir anlaşma imzaladı.
İran'la neredeyse tüm ticareti engelleyen şiddetli ABD yaptırımlarına karşın, enerjiye aç olan ve koronavirüs pandemisi sonrası ekonomisini yeniden toparlamakta olan Çin, halihazırda dünyada en çok İran petrolü ithal eden ülke konumunda.
Çin uzun bir süredir İran’dan aldığı petrolü yuan ile ödüyordu.
“Uzun Vadeli İş Birliği Yol Haritası” olarak bilinen “25 Yıllık Kapsamlı İş Birliği Anlaşması” ile tahminlere göre enerji, finans, ulaşım, konut gibi sektörlerde çeşitli projeler üzerinde iş birliği yapılacak. Konuyla ilgili bazı iddialara göre Çin, İran’ın enerji (petrol ve gaz) endüstrisine 280 milyar dolar ve İran’ın ulaşım sektörüne 120 milyar dolar yatırım yapacak. İki ülke arasında artan ekonomik ilişkilerde yerel para birimlerinin kullanılmasına özellikle dikkat edildiği biliniyor.
Geçtiğimiz yılın son aylarında da Rus enerji devi Gazprom ile Çinli devlet petrol ve doğalgaz şirketi CNPC, doğal gaz alım satım işlemlerini ruble ve yuan ile yapılması için anlaşma imzaladı.
Böylece Rusya ve Çin doğal gaz alım satım işlemlerinde ruble ve yuan kullanmaya başladı.
Öte yandan Rusya, Türkiye’ye tedarik ettiği gaz için yapılacak ödemelerin de ruble ile yapılması için de anlaşma sağlamıştı.
Derinleşen Çin-Suudi Arabistan ekonomik ilişkileri
ABD Başkanı Joe Biden ile Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman arasındaki "soğukluk" devam ederken, Suudi Arabistan'ın Çin ile geç başlayan ilişkileri ise stratejik ortaklığa doğru gidiyor.
Derinleşen Pekin-Riyad ilişkilerinden önce Suudi Arabistan’ın ABD sistemi içerisindeki yerini tespit etmek konunun daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayabilir. Dünyanın en büyük petrol ihracatçısı konumunda olan Suudi Arabistan uzun yıllardır ABD doları karşısında kur sabitlemesi uyguluyor.
Suudi Arabistan, 1970'lerde kurulan ve ham petrol ihracatının ABD para birimi cinsinden fiyatlandırılmasına dayanan petro-dolar sisteminin temel yapı taşı olarak görülüyor.
Riyad yönetiminin Çin ile derinleşen ilişkisi ve dolara alternatif para birimleriyle ticareti konuşması, ABD için Rusya-Çin ve İran’ın girişimlerinden çok daha fazlasını ifade ediyor.
Öyle ki, geçtiğimiz yıl Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in Riyad'a yaptığı ziyaret hem derinleşen ilişkilerin en büyük göstergesi oldu hem de ABD’nin rahatsızlığını gün yüzüne çıkardı.
Şi Cinping’in ziyareti kapsamında iki ülke, enerji politikası ve keşfi konusunda işbirliğini geliştirmekte anlaşmış. Şi ziyaret sırasında Çin'in Ortadoğu'dan daha fazla petrol satın alma konusunda çaba sarf edeceğini ancak bu ticareti yuan para birimi üzerinden yapmak istediklerini vurguladı.
Davos'ta yapılan röportajda Suudi Bakan’ın "Dünya çapında ticareti geliştirmeye yardımcı olacak herhangi bir görüşmeyi dışladığımızı düşünmüyorum" açıklaması da Şi’nin teklifine bir cevap gibi görünüyor.
Ancak bu ilişkilerden ABD ve Batı’nın rahatsız olacağı kesin. Suudi Bakan da Pekin’in özel bir yeri olmadığını vurgulamaya çalıştı.
"Çin ile oldukça stratejik bir ilişkiye sahibiz ve bu ilişkinin benzerlerini ABD'nin de dâhil olduğu diğer ülkelerle de sürdürüyoruz. Avrupa ve bizimle birlikte çalışmak isteyen ve çalışabilecek diğer ülkelerle de bu ilişkiyi oluşturmak istiyoruz."
2022'nin başlarında da Amerikan merkezli Wall Street Journal gazetesi Riyad ve Pekin'in Suudi Arabistan'ın Çin'e petrol ihracatını yerel para birimi yuan cinsinden fiyatlandırmak amacıyla görüşmeler yürüttüğünü iddia etmişti.
Gazetenin haberinde bunun gerçekleşmesi halinde "küresel ekonomide devrim niteliğinde bir adım olacağına" dikkat çekilmişti.
İki ülke arasında atılan bu adımın, petrol fiyatlandırmasında ana para birimi olan doların konumunu istikrarsızlaştıracağı vurgulanan haberde bu durumun, Washington'un konuya ilişkin itiraz sesini yükseltebileceği belirtilmişti.
TRT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.