Otomotiv sektöründe yaşanan dönüşüm, özellikle Avrupa’da ortaya çıkan enerji kriziyle ivme kazandı. Hem çevreci hem temiz hem sessiz hem de ucuz enerji kullanan araçlar, buna uyumlu otoparklar, hatta yollar çok uzağımızda değil.
Otomotivde iki yüzyıla yakındır devam eden fosil yakıt saltanatında sona yaklaşılıyor. Hem çevreci yaklaşımlar ve ‘karbon sıfır’ emisyon hedefleri hem ucuz ve temiz olması hem de şehir trafiğinin daha sessiz hale gelmesi için otomotiv firmaları yoğun bir AR-GE çalışması içinde. Bunların ilk sonuçları ise elektrikli araçlarla alınmaya başlandı. Bugün neredeyse tüm otomotiv firmalarının elektrik motorlu seçenekleri bulunuyor.
Avrupa’da birçok markayı bünyesinde bulunduran Stellantis grubu, 2038 yılında ‘sıfır karbon salınımı’ hedefini ortaya koydu. Türkiye’de ise TOGG’un tüketiciye sunulması heyecanla bekleniyor.
Yakıtta dönüşüm
Geçmişte benzin ve dizel motorlu araçlar üretilirken, bunlara göre daha çevreci olan sıvılaştırılmış petrol gazı (LPG) de seçenekler arasına katılmış ve hem fabrika üretimi hem de modifiye olarak araçlarda yerini almıştı. 2010’lu yıllardan itibaren benzin, dizel, LPG seçeneklerine, elektrik, metanol ve hidrojen eklendi.
Kimyasal bir bileşik olan metanol, bir çeşit etil alkol ve başını Çinli bazı markaların çektiği araçlarda, bu seçenekte sunulmaya başlandı. Çinli otomotiv devi Geely grubu metanollü araçların test sürüşlerini Danimarka gibi soğuk bölgelerde ve çöl ikliminin hakim olduğu ülkelerde gerçekleştirerek olumlu sonuçlar aldı. Metanol, fosil yakıtlar kadar verimli olmasa da petrolde dışa bağımlı olmak istemeyen ülkeler için cazip seçenekler arasına girmiş durumda.
Dakikalar içinde dolan hidrojen
2010’lu yıllardan itibaren ‘hidrojen’ de otomobillerde yakıt olarak kullanılmaya başlandı. Avrupa’nın köklü markaları yanında ABD’li ve Çinli bazı firmalar da hidrojen yakıt ünitesine sahip araçları piyasaya sürmeye başladı.
Hem binek hem de ticari araç modellerinde hidrojen yakıt üniteli seçenekler de kullanıcıya sunuluyor. Ancak bu araçların tamamına yakını, ‘hibrit (melez)’ araç sınıfında yer alıyor.
Elektrik motorunun gücü ile hidrojenin gücü birlikte kullanılarak, kısa mesafelerde elektrik motoru devreye sokulurken, uzun mesafeler için hidrojen tankı devreye alınıyor.
Hidrojenin yakılmasından geriye su buharı kalması ve dolumunun akaryakıtta olduğu gibi dakikalar içinde yapılabilmesi, hidrojeni giderek daha öne çıkarmaya başladı.
Elektrikli ve hibrit
Elektrikli araç seçeneği sürekli olarak artıyor. Buradaki en önemli sıkıntı ise uzun şarj süreleri. Elektrik batarya ünitesini yüzde 10’dan yüzde 80’e çıkarmak için süreler yarım saate kadar indirilebilmiş olsa da tam şarj için hala saatler gerekiyor olması, özellikle uzun yol seyahatleri için kullanıcıları düşündürüyor.
Türkiye gibi birçok ülke, hızlı şarj üniteleri kurulması için destek vermeye başladı ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) da lisans veriyor. Kısa bir süre içinde Türkiye’nin dört bir yanı, hızlı elektrik şarj istasyonları ile donatılmış olacak.
Kablo gerektirmeyen hibrit
Elektrik motorları özellikle şehir içinde kullanılan araçların gözdesi haline geldi. Daha uzun mesafeli kullanımlar, özellikle ticari taşımacılık için ise hibrit modeller kullanıcıya sunuldu.
Otomotiv firmaları, elektrik ile akaryakıt ya da hidrojeni birlikte kullanan modelleri de piyasaya sürdüler. Bu sayede kısa mesafelerde elektrik motoru kullanılırken, uzun mesafelerde ve ekstra güç gerektiren durumda, diğer motor devreye girerek ulaşımı sağlıyor.
Hibrit araçlarda da ‘fişe bağlanarak (plug in)’ şarj etme seçeneğinin yanına, aracın her fren yapmasında bataryayı şarj eden ve şebeke elektriğine ihtiyaç duymayan seçenek de eklenmiş durumda.
Kablosuz araba şarjı
Avrupa Birliği ülkeleri içinde birçok şehirde yerel yönetimler, elektrikli araçların şarj edilebilmesi için şehir meydanlarına ve kalabalık noktalara şarj istasyonları yerleştirmişlerdi.
Yakın zamanda fiş kullanımına da gerek kalmayacak çünkü 2021 yılı sonu itibariyle, İsveç’te, ‘kablosuz araç şarj etme’ denemeleri başarıyla hayata geçirildi. Volvo firması, Stockholm’de kablosuz şarj noktası üzerine park edilerek, kablosuz şarj yapan ekipmanı kullanmaya başladı.
En ilginç denemelerden biri ise İtalya’dan geldi. Stellantis tarafından Torino’da bu amaçla inşa edilen pistte ‘araca güç sağlayan yol’ denemelerini başarılı bir şekilde yapıldı. Halen ticari araçlarla denemelerin devam ettiği yol, üstünde hareket halinde bulunan araca güç sağlıyor. Böylece araç, bataryasındaki elektrik enerjisini tüketmeden seyahat edebiliyor.
Alemünyum kablo, yayayı çarpmayan elektrik
Bu model, şehirlerde uygulanmaya başlandığında, elektrik motorlu aracın yol çizgilerini takip etmesi yeterli olacak. Yayalara zarar vermesi, elektrik çarpılmasına sebep olmaması için bu teknolojide alüminyum kablolar kullanılıyor.
TRT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.